Sosyalist Birlik Partisi niçin kapanmıştı?

Sol kanadın geçmişte ve şimdi etnikçiliğe nasıl tavır sergilediğini “Sosyalist Birlik Partisi” üzerinden okuyabiliriz.

Sosyalist Birlik Partisi 1991-1995 yılları arasında yaşayabildi.

Kapandı mı kapatıldı mı?

Diren Çakmak, yine farklı bir çalışmayla karşımızda. Sosyalist Birlik Partisi’ni inceliyor: “Sosyalist Birlik Partisi (1991-1995)” (Libra Kitap, 290 s.)

Diren Çakmak’ın, HAMAS’ın 7 Ekim 2023’te Orta Doğu’da, Siyonist katliamını başlatmadan önce çıkardığı Yahudilikle ilgili iki kitabını hatırlatacağım: Yakup’tan Binyamin’e: Antik Siyonizm’den Modern Siyonizm’e Antisemitizm (Libra Kitap, 2021), 21. Yüzyılda Antisemitizm ile Hesaplaşma (Libra Kitap, 2021).

Bu kitaplardan bahsetmiştim.

Sosyalist Birlik Partisi (1991-1995) hangi başlıklar ele alındığına bakacağız.

İçindekiler:

1. Sosyalist Birlik Partisi’nin Kuruluşu

2. Sosyalist Birlik Partisi’nin Programı

3. Sosyalist Birlik Partisi’nin Seçimlerle İmtihanı

4. Sosyalist Birlik Partisi’nin 1992 Tarihli Çalışma Raporu

5. Sosyalist Birlik Partisi’nin Kapatılması

Diren Çakmak kitabını Sadun Aren’e ithaf ediyor. Neden ithaf ettiğini kitabın “Önsöz”ünde açıklıyor:

“Elinizde tuttuğunuz kitabı Sadun Aren’e (1922-2008) ithaf edi­yorum. Sadun Aren ile farklı dünya görüşüne sahibiz. Ancak ben farklı dünya görüşlerinden insanların birbirlerini saygı, sevgi ve özlemle andığı bir Türkiye hayal ediyorum.

Sadun Aren ile 19 Ekim 2006’da tanışmıştım. Forum dergisi üzerine doktora tezi yazarken mülakat yaptığım kaynak kişiler­den birisi de Sadun Aren idi. Sadun Aren adımı çok beğenmiş, adımın konulma öyküsünü öğrenmek istemiş ve Özkan Mert’in “Diren! Ey Kalbim” isimli şiirinden şu mısraları okumuştu: “Diren! Hayâsızlığa namussuzluğa/ Diren! Kötüye çirkine yanlı­şa/ Diren! Yenilme”. Türkiye sosyalistlerinin 1969’dan itibaren dil­lerinden düşürmediği Özkan Mert’in şiirinden mısraları Sadun Aren’den işittiğimde gözlerim dolmuştu. Sadun Aren ile mülakat yapmak benim için büyük onurdu. Sağlıklı mülakat yapabilmek için kendi dünya görüşümü paylaşmayı uygun bulmuştum. Sadun Aren’e “iktisaden sosyal liberalizmi ve siyasi olarak cumhuriyetçi­liği savunuyorum, modernistim” demiştim. Sadun Aren ise bana “desene liberal Kemalist’im?” diye cevap vermişti ve ben de gülmüştüm. Böylece Sadun Aren’den ilk dersimi almıştım: Kendini kısa ve öz ifade etmenin gerekliliği.”

Diren Çakmak’ın “Önsöz”ünün sonunda kurduğu şu cümleye dikkatinizi çekmek istiyorum:

“Kitabın Türk yurttaşı okurlarına, ‘umarım devlet üniversitesi akademisyeni olarak aldığım maaşı hak ettiğimi ve vergilerinizin boşa gitmediğini düşünürsünüz’ diyorum.”

Sosyalist Birlik Partisi (SBP) 15 Ocak 1991’de kuruluyor. Diren Çakmak bu partinin; 12 Eylül karanlığını delme adımı olarak, sosyalistlere umut, direnç ve iyimserlik aşılayan bir girişim olarak ortaya çıktığını ve SBP’nin kurulduğu tarihin, dünya sosyalist sisteminin çöktüğü ta­rih olduğunu hatırlatıyor ve sonra şu cümleleri kuruyor:

“Sovyet tipi sosyalizm uygulamalarına (reel sosyalizm) veda edildiği süreçte, SBP kurucuları bir yandan sosyalistleri tek çatı altında toplamaya çalışmışlar, bir yandan da sosyalizmin yeni­lenmesi sorunu ile karşı karşıya kalmışlardır.” (s. 15)

Burada ben “çünkü” diyorum, yazarın Sadun Aren’den aktardığı fikri veriyorum:

“SBP’nin geleneksel Sovyet çizgisinin ve parti anlayışının dışında bir kimlikle ortaya çıkması, çağa uyma zorunluluğunun bir ifadesi olmakla birlikte, bazı sakınca ve zorluklara neden olmuştur.”

Yazar bu sözlerin ardından şöyle devam ediyor:

“Sovyet tipi sosyalizm anlayışı ve kültürü içinde yetişmiş olan sosyalistlerin önemli bir bölümü SBP’yi gerçek bir sosyalist parti olarak görmemişler ve bu nedenle ya partiye girmemişler ya da eğer girmişlerse onu eski sosyalizm anlayışına çekmeye, demokratik sosyalizmden uzak­laştırmaya çalışmışlardır.”

Bu satırlardan çok önemli bir sonuç çıkıyor:

Türkiye’nin sosyalistleri (“Sosyalist”i “komünist” olarak okuyabilirsiniz.) bağımlı sosyalistlerdi ve merkez Moskova idi. Sonra dallı budaklı oldular ama, hemen hiçbiri yerli olmadı. Düşünebiliyor musunuz Arnavutluk diktatörü Enver Hoca’nın bile grubu vardı. (1978’de yayınladıkları Enver Hoca’nın kitabı masamın üstünde!)

Sadun Aren üzerine bir notu da ben ekleyeyim: Sadun Aren daha önce Türkiye İşçi Partiliydi ve milletvekili de seçilmişti. 1968’de Sovyetler Birliği Çekoslovakya’yı işgal ederken, partinin başkanı Mehmet Ali Aybar işgale karşı çıkmış, Sadun Aren ise işgali “meşru” görmüştü. Bizdeki komünistlik, dediğim gibi, böyle bir şey. Hiçbir zaman “kendileri” olamamışlardır.

Sosyalist Birlik Partisi “Türk halkı” demez; “Türkiye halkı” der, bildirilerini “Kürt sorunu”ndan başlatır, “Kürt sorunu”ndan bitirirdi.

Ve sonra “bölücülükten” kapatıldı!

Kitabın son satırları:

“15 Ocak 1991’de kurulan Sosyalist Birlik Partisi, Anayasa Mahkemesi’nin 19 Temmuz 1995 tarihindeki, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesinin ihlali gerekçeli kararıyla kapatılmak suretiyle, Türk siyasal hayatında sadece 4 yıl 6 ay 4 gün varlık gösterebilmiştir. SBP, Türk siyasal hayatında başarılı olamamıştır.”

***

Türk siyasî hayatının nereden nereye geldiğini ara durakları okuyarak öğrenebiliriz. Ara duraklardan biri de “Sosyalist Birlik Partisi”dir.

Okumak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları