Sonuç: Tanzim satış kuyrukları
Türkiye'de her türden insan var. "Mustafa Kemal kazanacağına Yunan kazansaydı" diyenler olduğu gibi, Doğu Türkistan'ın bağımsızlık mücadelesine katılan bütün Uygurları da CIA ajanı ilan edenler var.
Biliyorsunuz, Uygur halk ozanı Abdurehim Heyit öldü ya da öldürüldü.
Bu belirsizlik bile başlı başına kapalı kapılar ardında, apaçık olmayan bir yönetimin varlığını gösterdiği halde halen daha Çin hükümeti adına görev yapıp bu yönetimi canhıraş savunanlar var benim ülkemde...
Öyle bir yönetim ki açıklığı sevmiyor. Kapalılık üzerine kurulu. Özgür medya hak getire. Açık bilgi kaynakları kapalı.
Bu sebeple doğru haber, alamıyorsunuz.
Uygur Türklerinin vatanı, 1949'da Çin yönetimi tarafında işgal edilmiş, Uygurlar vatanını kayıp edince bağımsızlık derdine düşmüş, bu uğurda can veriyor. Türkiye'de ise eski Maocular, işgali önemsemedikleri gibi, bir de yok sayarak "Çin'le aramızı bozuyorlar. Bunlar (Uygur Türk Milliyetçilerini kast ederek) CIA ajanları" suçlamasıyla zulmü onaylamamızı istiyorlar. Açık açık Mao'nun 1949'daki yaptığı işgali savunuyorlar...
Bağımsızlık yanlısı Uygur milliyetçilerini CIA ajanı olarak suçlayanların ortaya koyduğu somut bir belge yok.
Sadece Türkiye'deki kamuoyunu Çin lehine yönlendirmek istiyorlar.
Bu durumda bizim de sormamız gerekir.
Siz, MSS'nin (Çin istihbarat servisi) adamları mısınız?
Neden Türk vatanının Çin tarafından işgalini görmüyorsunuz ve oraya odaklanmıyorsunuz da bağımsızlık isteyenlere hücum ediyorsunuz?
Uygurlar Çin boyunduruğuna razı mı olsunlar?
Esareti içselleştirip, Çin baskısına itiraz etmesinler mi?
Bu nasıl bir anlamaz, sızlamaz, umursamaz, tınmaz bir vicdan?
Yazıklar olsun...
Unutma kuyruklar başladı
Hani iki de bir halka geçmişi gösterip TV programlarında "unutma" diyorlardı ya.. İşte şimdi siz unutmayın...
Yeni kuyruklar dönemi başladı.
Türkiye bu manzaralara hiç yabancı değil. Her kriz döneminin bir yerinde mutla kuyruklarla karşılaştık. Bu seferki bambaşka...
Nesi başka?
Bu sefer, sözüm ona çok dindar hükümetimiz işbaşındaydı.
Öncekiler solcu, sağcı, özde Atatürkçü, Cumhuriyetçi idiler. Bunlar II. Abdülhamitçi, Osmanlıcılar...
Öteden beri ideolojik bir mücadele içindeydiler ve kendilerini alternatif görüyordular.
Peki, neden bu hale geldik?
Çok basit.
"Türkiye'nin bir bütün olarak uyguladığı, uluslararası finans sermayesinin çıkarlarına uygun bir ekonomi olarak koşullandırılmasını sağlayan neoliberal reçetenin genel bir sonucu" olarak bu hale getirildik.
Biraz daha açalım.
AKP iktidarları tam 17 yıldır ne yapmaktaydı? Türkiye'nin bütün kazanımlarını satıp satıp yiyordu.
Dolayısı ile sat sat ye ve para lazım olunca uluslararası sermayeye koş. Borçlan ve çarkı döndür politikası izliyordu.
Uluslararası sermaye "Üretme. Biz sana para veririz, sen ne lazımsa bizden alırsın" dedikçe bunlar sata sata tükettiler.
Sonunda Türkiye aşırı borçlandı. Borçlarını çeviremez hale geldi.
Üretim olmadığından işsizlik tavan yaptı.
Üretim olmadığından dışarıdan alınan ürünlerle içeride tarımın çarkına tükürüldü.
Sonuç: Tanzim satış kuyrukları...
Haydin hayırlısı.