Siyasetçiler okumalı

Trakya Üniversitesi’nden siyaset bilimci Doç. Dr. A. Baran Dural’ın “Çağdaş Siyasal İdeolojiler’de Kuram-Yöntem-Güncel Yaklaşımlar” eseri, fikir üzerine fikir inşa eden ayrıntılı bir çalışmadır. Çağdaş siyasî ideolojileri geçmişe göndermeler yaparak ayrıntılı ele almış ve daha önce çıkan aynı konuları işlemiş ilmî kitapların eksikliklerini kapattığı gibi, gelmiş olduğu fikrî temelden hareketle bazı kavramları yerli yerine oturtmuştur.
10 ana başlık altında 205 ara başlıkla konuları açmıştır.
Siyasî kavramları kavrayabilmek yanında, kavramların değişkenliklerini, siyasî dalgalanmaları bu eserden takip edebiliyoruz. Siyasî ilimler, uluslararası ilişkiler, hukuk, idarî sistemler okuyan bütün öğrencilerin el altında bulundurması gereken bu kitap büyük boşluk dolduruyor.
Kitabın bir özelliği de her ana başlıktan sonra, konuyla ilgili serbest okuma parçaları vermesi...
İdeolojinin tarifinden sonra ikinci konu diktatörlük modelleri üzerine... Okuma parçası ise “General Franco ve Falanjizm” başlıklı makale. Ayrıca her ana başlığın sonunda çalışma soruları da sıralanıyor. Fikri açmak ve muhâkeme yürütmek için bu soruları gerekli görüyorum. Yine her ana konu ardından o konunun bibliyografyasını da veriyor. Yalnız indeksi yeterli görmedim. Bu tür hacimli eserlerde kavram ve isimleri ayrıntılı olarak indekse almak gerekir.
Doç. Dr. Dural, “Batı’da ve Türkiye’de Muhafazakârlık” ana başlığının sonunda serbest okuma parçası olarak Emmanuel Mounier’in “Personalizm” adlı eserinden tercüme ettiği “Şahsiyetçilik ve Kültür” başlıklı bölümü koymuş. İsabetli bir tercih... Dün belirttiğim gibi, bütün fikirlerde, ister yaklaşılsın, ister uzaklaşılsın, ister bağımsız ele alınsın “din”siz konuya giremezsiniz. “Şahsiyetçilik ve Kültür” de, dinin yeri tartışmaya açılmış.
Bir söz var ki, sanki bugünkü eğitim sistemimizi anlatıyor: “İçinde yetiştiğimiz eğitim sistemi çok genel bir anlatımla, ‘masum beyinlerin toplu katliamı’ olarak adlandırılabilir.” (s. 124).
Kitapta “Milliyetçilik: Millet (Ulus)/Ulus-Devlet/Devlet” başlığı altında, geniş yelpazede, milliyetçilik ve devlet kavramları işlenmiş (s. 131-214).
Burada bir parantez açacağım: “Millet/Milliyetçilik” ve “ulus/ulusalcılık” , Türkiye’ye özgü olarak birbirinden ayrışmıştır. Her iki kavram farklı çizgidedir. “Millet/Milliyetçilik” te İslâmî çizgi (Neo İslâmcılıkla karıştırılmasın) iç içe, “ulus/ulusalcılık”ta ise din dışı unsurlar fazla yer kaplıyor ve daha “Batıcı” görüntü sergiliyor. Birbirine yaklaşan tarafları yok mu? Fazlasıyla var. En azından millî birlik açısından.
Onun için, tarifte “Ulus: Bakınız; millet” gösterilemez. Ancak birçok kaynakta bu yapılıyor ve kavramlar bir birine karışıyor.
Siyasî ideolojiler anlatılırken, “arı Türkçecilik” uğruna katledilen Türkçe dikkate alınmalıdır. Yoksa zihin bulanır.
Muhakkak ilgileneceğiniz bir başlık Kemalizm’dir. Kemalizm hakkında kim ne biliyor? Çok eksiğimiz var. Eksiklikler, yanlışlıklarla doldurunca “keskin inançlılık” kaçınılmaz oluyor.
Son söz: “Çağdaş Siyasal İdeolojiler’de Kuram-Yöntem-Güncel Yaklaşımlar”ı okuyacağız.

Yazarın Diğer Yazıları