Siyasal temsil illegalitede mi?
Sen neymişsin be KCK? Meğer ne çok gazeteci yazar çoktan KCK’lı olmuş da haberimiz yokmuş. Bir turnusol gibi bütün hakikatleri ve yüzlerdeki maskeleri indirdi aşağı.
KCK Kürt siyasetini temsil ediyormuş da; yok, PKK’nın sivilleşmesi imiş de, çözüm yolunda önemli bir gelişmeymiş de falan filan. Eğer çözüme gidilecekse sivilleşmenin önü kesilmemeliymiş, aksi halde daha çok insan ölecekmiş.
Kardeşim, öyle eveleyip geveleyeceğine teslim olalım de gitsin!
Ne yani kan akmasını devlet mi istiyor? Askerlerinin ölmesinden zevk mi alıyor? Devlet denilen tüzel kişilik, “Aslında biz barış istiyoruz” diyenlerin devleti değil mi? En azından sizin tutuklanmalarına karşı çıktığınız KCK örgütünü oluşturan kimselerin de dev devleti değil mi? Ve yine sizin tabirinizle gerçekleşecek muhtemel barışın sonrasında bu devlet, bu asker ve bu ülke onların da devleti ve askeri olmayacak mı?
Güya öyle olacak. Teoride. Peki pratikte? Pratikte durum başka. Pratik öyle söylemiyor. KCK illegal bir örgüt. Hepsinin tepesinde tüm ayrılıkçı örgütlenmeleri kuşatıyor. Bunun da ötesinde iyi niyet taşımıyor. Çözümcü bir tutum içinde değil. Çünkü çalışma yönergesinde alternatif devlet profili çiziyor. Gerektiğinde isyanlara başvurulmasını istiyor. Gündeminde iç savaş var. Gündeminde tüm siyasal zemine yönelik yok edici yönergeler bulunan bir örgüt, nasıl meşru siyasetin temsilcisi olabilir? Eğer temsilinde sakınca görmediğiniz siyaset bu ise, bu siyasetin adı “barış” değil, içeriğinden de anlaşılacağı gibi kurulu devleti ve sınırlarını ortadan kaldırarak parçalama siyasetidir.
KCK gerçekten meşru zemin arasaydı, en azından yeraltında olmazdı. Çıkardı meşru zeminde varlığını sürdürmeyi denerdi. Kaldı ki “Kürt siyaseti” açısından görünürde meşru zemindeymiş gibi algılanan BDP’yi yönlendirecek kapsayıcı güce eriştiği söylenmektedir. Bu durumda hangi Kürt siyasetinden söz edeceğiz ve kiminle “Kürt sorununu” görüşeceğiz?
İllegaliteyle mi?
Yoksa kendini PKK boyunduruğundan kurtaramamış BDP ile mi?
Hiçbiriyle!
Neden?
Çünkü ortada gerçek anlamda meşruluğu toplumun her kesimi tarafından doğrulanmış, kabul edilebilir, ülke bütünlüğünü önemsediğini gösteren bir Kürt siyaseti yok da ondan.
Başka?
Kürt topluluklarının tümünün siyasal temsilcisi de ortada yok.
KCK tutuklamalarını bir facia imiş gibi yorumlayanlar, bölücü taleplerin illegal siyaset üzerinden yürütülmesini isteyenlerdir. Kaldı ki bu örgütlenme, milli bütünlükten yana olan, geleneksel kurucu devletle bağlarını koparmayan asıl büyük Kürt kitlesini göz ardı etmektedir. Dahası “aman tutuklamalar olmasın” diyenler de asıl büyük toplum çoğunluğunu yok saymaktadır. Zaten KCK’nın asıl amacı işte tam da bu noktada düğümlenmektedir. Geleneksel bağları koruyarak ülkeye ve devlete bağlı olan geniş kitleleri bilinçlendirerek, kendi düşmanca tavrını onlara da aşıladıktan sonra KCK yönergesinde sözü edilen isyanla birlikte amaca ulaşmaktır. O amaç yine KCK çalışma esaslarında belirtildiği gibi kurulu devlet yapısını ortadan kaldırmak ve ülkeyi parçalamaktır.
Bu amaç ve tutum elbette sorgulanacaktır. Başka ne olmasını bekliyorsunuz?