Sistem sizin neyinize...
1876’dan bu tarafa anayasa yapıyoruz. “Mutlu bir ülke nasıl kurarım” diye sokaktan geçen çocuğa sorsanız size, “iyi bir anayasa yapmak lazım amca” diyebilir.
Türkiye’yi, aydınıyla, köylüsüyle asırlardır meşgul eden bu anayasacı anlayış hiç değişmedi.
1876’dan bu tarafa yapılan anayasaları ve dönemin siyasal olaylarını bir araya getirip bakın bakalım ne göreceksiniz.
Kocaman bir hiç!
İktidarı bir biçimde ele geçiren ve kendinden öncekilere göre biraz daha yetkin olduğuna inanan güç, hemen işe koyuluyor. “Ebedi iktidarın yolu anayasadır” hükmünü verdikten sonra “en iyisi, bir anayasa yapalım da halkı istediğimiz çizgide tutalım” demeye başlıyor.
Sanıyorlar ki böyle yapılırsa toplumsal tüm şikâyetler ortadan kalkacak. Her yer güllük gülistanlık olacak. Olmazları başaracağız. Sormuyorlar: “Kaç defa anayasa yaptık ama sorunlar kalkmadı; acaba neden” diye.
Çünkü herkesin kafasında oturmuş, kabul edilmiş, rıza gösterilmiş bir siyasal sistem yok.
Peki, ne var?
İdeleştirilmiş siyasal sistemler var.
Herkesin totemi kendinde saklı. Totemini inşa edip karşısında tapınacak. “Eserim diye övünecek.”
Sormuyorlar: “Bugüne kadar yapılanlar neden başarısız?” diye
Sormuyorlar: “Ülkenin bu hale gelmesinde tek suçlu iyi yapılmamış anayasalar mı?” diye.
Ve sormuyorlar: “Bizim yapacağımız anayasa yeni bir problemin başlangıcı olur mu?” diye.
Geçmişteki anayasalar, iyi yapmak iddiasıyla geldiler ve problem yarattıkları düşüncesiyle kaldırıldılar. Öyle ise sorun tek başına anayasalarda değil.
İşte parlamenter sistem. Kaç yıldır işliyor?
Peki, neden eksiklerini düzeltme yerine, başkanlık sistemine geçmeye çalışıyorsunuz? Mesela siz, parlamenter demokrasinin halkın istediği biçimde oluşması için seçim sistemini, partiler kanununu olması gereken düzeye getirdiniz mi?
Getirmediniz!
Parlamentoyu iktidar partisinin kontrol aracı, istediğini sayısal çoğunlukla elde etme alanı olmaktan çıkaracak bir girişimde bulundunuz mu?
Bulunmadınız!
Yani siz, mevcut sistemi olması gerektiği gibi çalıştırmaktan kaçındınız. Peki, ne istiyorsunuz?
Yeni anayasa ve yeni siyasal sistem.
Kusura bakmayın, bunun adına samimiyetsizlik derler. Parlamenter sistemi olması gerektiği gibi çalıştırmayan bir iktidarın kuracağı başkanlık sistemi ve oluşturacağı sözde “demokratik bir anayasa” ne kadar işlevsel olabilir? Ne kadar inandırıcıdır?
Dikkatinizi çekerim; burada sorun sistemin kendisinde ve işleyişinde değil, sistemi yönetenlerin sistemi doğru yönetememesindedir. Bu durumda siz hangi sistemi yönetseniz, onu kendi algı durumunuza göre, kendi yeterliklerinize göre yöneteceksiniz. Olması gerekenlere göre değil. Zihinleriniz demokrasi ile çalışmıyorsa iktidarınız nasıl demokrasi ile çalışacak? Öyle ise sistem sizin neyinize...