Şimdi 'terörist başı' oldu!
R. T. Erdoğan, 23 Haziran hezimetinden sonra partisinin grup toplantısında ne diyecek, diye dinledim. Şaşırtıcı bir şekilde olağan karşıladı veya öyle görünmek istedi. "İstanbul halkının takdiri bu şekilde gelişti. Bizim için önemli olan millî iradenin tecellî etmesidir. Son seçim, kimin kazandığının ötesinde millî iradenin tecellîsi bakımından kıymetlidir." dedi.
Sanki sadece "Cumhurbaşkanı" sıfatıyla konuşuyordu. Hâlbuki konuştuğu yer Ak Parti'nin grup salonu idi ve "Ak Parti Genel Başkanı" sıfatıyla hitap ediyordu.
Aradaki fark 31 Mart seçimine göre 62 kat fazla. 13 bin küsurdan 806 bin küsura çıkmıştı. Hiç rakamlar üzerinde durmadığı gibi, bir de 31 Mart seçimlerinin "zafer" getirdiğini açıklamasın mı! Ankara yok, Adana yok, Mersin yok, Antalya yok ve birçok şehir yok, "Türkiye" demek olan İstanbul yok... 1984'ten beri İstanbul'da ilk defa böylesine bir fark: 806 bin! Hani zafer?
Herkes seçimi değerlendirecek diye beklerken, kendi taraftarlarının tansiyonunu düşürmek, tartışmaların üzerine bir de kendisi tartışma açmamak için belki, geçiştirmeyi, "hezimet"i küllendirmeyi uygun buldu. Küllerden çıkacak bir kıvılcım, evleri de yürekleri de sarar!
Dinleyenlerin dikkatini çekti mi bilmiyorum. Abdullah Öcalan'dan bahsederken "terörist başı" sıfatını kullandı.
23 Haziran seçimine gidilirken, sadece "Öcalan" diyordu.
Mektup hikâyesine gireceğim önce:
Seçime iki gün vardı. Hemen bütün ekranları kendisine açtırdı, gazetecilerin karşısına oturdu, İmralı'dan gelecek haberi bekledi.
Abdullah Öcalan bir mektup yazmış. "HDP tarafsız kalsın!" diyormuş. Ama avukatlar bu mektubu açıklamayınca telaşa düşmüş, Tunceli Munzur Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ali Kemal Özcan'ı alelacele getirtmiş, İmralı'ya göndermiş, daha önce avukatlara verilen mektubun kopyasını aldırmıştı.
Çok merak ettim: Ali Kemal o sıra nereden getirildi? Tunceli'de miydi? Getirmek için Saray hangarından uçak mı tahsis edildi? Yoksa bir askerî helikopter mi gönderildi? Nasıl oldu?
Ali Kemal! Seninle hayli zamandır görüşmüyoruz. Şimdi hakkında bisürü tezvirat var. Köşem sana açık. Kendini ifade et. Mail at. Telefonum da değişmedi, araya bilirsin de.
Seçim bitti, "Öcalan" oldu mu "terörist başı"!
Reis, ne dedi dün:
"İmralı'daki terörist başının son günlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve bununla ilgili değerlendirmeler, örgüt içinde hem iç politikada hem de bölge politikalarında ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktığının işaretidir."
Reis ne kadar samimî görüyor musunuz!
Seçim bitti. A. Öcalan'dan istediklerini alamadılar, üstelik onun yüzünden oy arası daha açıldı.
Reis'in yukarıdaki sözlerinde yine de bir medet umma var. Güya Ali Kemal'in getirdiği mektup Kandil'le İmralı'nın arasını açmış.
Muhterem Reis! Ben bunların ciğerini bilirim! Hiçbir görüş ayrılığı olması mümkün değil. PKK dağda, Abdullah Öcalan İmralı'da elinizde. İstediğinizi söyletiyor, istediğinizi yazdırıyorsunuz. Kandil de onu zaten "Serok" olarak değil; sembol bir isim olarak kaale alıyor. Bu kadarını elbette bilmemeniz mümkün değil; ama, insanları inandıracağınızı sanarak konuşuyorsunuz.
Halkımız irfan sahibidir Reis!..