Âşıkların dilinde ve telinde gönül kavramı -2-

Âşıkların gönüllerini bir güzele kaptırma düşüncesi yalnız gençliklerinde değildir.

Bir yanık âşığım gel hoca sanma / Gönlümüz alçaktır hiç yüce sanma

Adımı duyup da pek koca sanma / Daha gönlüm çıralıca güzeller

Ruhsatî

deyişinde olduğu gibi gönlü genç âşık, kendini de genç hisseder. Bir kız bana emmi dedi neyleyim diyen Karacaoğlan gibi yaşlılığını vurgulayanlardan yakınır.

Sevgilisinin gözleri, saçları, endamı âşığın başına bela getirir. Her türlü sıkıntıya rağmen âşık gönlünü düşündüğü güzelin sevdasından bir türlü vaz geçmez.

Adı sanı duyulmadık illere / Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz

Karacaoğlan

Gönül bir güzeli sevmiş ayrılmaz / Dolanır peşinde çoban misali

Âşık Veli

Ölsem kabristana girsem / Ayrılamaz gönül senden

Âşık Kâmilî

Büsbütün verseler dünya malını / Suzi''nin gönlü yardan ayrılmaz

Suzî

biçimindeki duygularını dile döker.

Âşık kişi hassas olur. Onun gönlü de çabuk kırılır. Gönül kırmayı da gönlünün kırılmasını da hazmedemez. Gönlü kırılınca ve kırılan gönlü görünce vurur sazının teline:

Gönül kıran katil olur dediler / Ya niçin yıktınız gönül binamı

Hilalî Baba

Bir tek gönül yıktı ise / Belasını bulur gider

Âşık Yoksul Derviş

Gönül Çalabın tahtı / Çalab gönüle baktı

İki cihan bedbahtı / Kim gönül yıkar ise

Yunus Emre

Sana bir hata mı ettim küsecek / Biz eşkıya mıyız gönül yıkacak

Âşık Yoksul Derviş

Dinle sana bir nasiihat edeyim / Hatırdan gönülden geçici olma

Karacaoğlan

Gönüller yıkarak sakın intizar / Çok alan çok çeker çok alma derim

Âşık İsmetî

gönlü kırılan âşık sitemli sözlerden hiç geri kalmaz. Gönüle:

Evvel sen de yücelerden uçardın / Şimdi enginlere indin mi gönül

Karacaoğlan

Ah neyleyim gönül senin elinden / Her zaman ağlarım gülemem gayrı

Âşık Ferrahî

Gönlümde açılan en son çiçektin / Rüzgâra kapılıp gitmeyecektin

Aydemir Aydoğan

diye söyleşir.

Bazen âşık gönül verip yıllarca kahrını çektiği güzelin sevdasından kurtulmak ister. Ya güzelin nazı çekilmez olmuş ya da güzel âşığı terk etmiştir.

Âşık da uslanmaz gönlüne bu sevdadan kurtulması için seslenir.

Bak sevdiğin bile senden vaz geçti / Gönül sen de kurtul gel bu sevdadan

Âşık Halil Karabulut

biçimindeki deyişlerle gönlüne bu sevdadan vaz geçmesi için sanki yalvarır. Kimi zaman da gönüle artık uslanması, sevgili peşinden koşmaması için:

Gördüğün dilberin düşme peşine / Her dilbere meyil verilmez gönül

Zuhurî

biçiminde öğüt verir.

Âşıkların dilinde ve telinde gönül sadece sevgililerin sevgileri için çırpındığı yer değildir. Yunus gibi, Pir Sultan Abdal gibi, Kaygusuz Abdal gibi nicelerinin gönlü Tanrı sevgisi ile doludur. Yunus Emre''ye göre gönül Tanrı kitabıdır.

Alimler kitap düzer / Karayı akı yazar

Gönüllerde yazılır / Bu kitabın sûresi

Yunus Emre

deyişinde bu durum dile getirilir. Risaletü''n Nushiye''de belirtildiği gibi Tanrı''ya giden yol gönül içinden geçer. Kişide Tanrı''nın mekânı gönüldür.

Hoşgörüyle seslenir Yunus:

Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için

Gönüller dost evi için / Gönüller yapmağa geldim

Yunus Emre

der, Kaygusuz Abdal da:

Zira Sultan''ın evidir bu gönül / İşid oldur ki gönül bula kabul

Kaygusuz Abdal

gibi söyleyişleri bunun en güzel ifadesidir.

Gönül Tanrı sevgisiyle dolu âşıkların başında gelen Yunus Emre''de:

Aldım kadeh içdüm şarab / Artık gönlüm ölmez benim

Yunus Emre

biçiminde de dile getirilmiştir.

Hoşgörü içinde gönül pasını silenler, Tanrı''nın öz kulları, bir anlamda ermişlerdir. Kin tutan dinsiz sayılır.

Giderdim gönlümden kini / Kin tutanın yoktur dini

Ey yârenler ben bu sözü / Uludan işittim ahi

Yunus Emre

Yunus Emre''nin dediği gibi hoşgörü içinde kinden arınmak gerekir.

Yunus Emre şeriat, tarikat, marifet, hakikati anlatmak için can, gönül ve aşk arasındaki bağlantıyı dile getirir. İlk kapı şeriattir. Ondan sonra can yoldaşı dediği tarikat gelir. Marifet gönül evidir. Aşk da onun içindeki hakikattir. Yunus Emre bir şiirinde:

Gönül oturur tahta / Hükmeder kaftan kafa

Nefis durmuş ırakta/ Meyl-i işret içinde

*

Evvel kapı şeriat / Geçse ondan hakikat

Gönül evi marifet / Aşk hakikat içinde

*

Şeriat şirin olur

İşi de ne hoş olur

Ne kim dilerse kılur

Ol şeriat içinde

Tarikat can yoldaşı

Can ile olur işi

Tarikate giren kişi

Dün gün ibret içinde

Marifet gönül ile

Dün ü gün zâr ile

Söylersem gelmez dile

Sırr-ı sıfat içinde

Hakikat aşktır ayan

Görsün ol şebih beyan

Hakikat donunu giyen

Ağır hil''at içinde

Yunus Emre

diyerek marifetin gönül gözünü açtığını belirtir. Gönül gözü tasavvufa göre mutlak varlığı görendir.

Âşıklarda gönül kavramı büyük bir hoşgörü içinde en çarpıcı örneklerle söylene gelmiş, yüzyıllardır uzanan bu bitimsiz âşıklar zincirinde, halka genişleyip gönül zenginliği dile ve tele dökülmüştür.

Yazarın Diğer Yazıları