Seri hukuksuzluk
Beşşâr Esad diktatörse, diğer diktatörlerin içinde yine en ılımlısıydı. Saddam'la da, Kaddafi ile de kıyaslanamazdı.
Irak'ın, Libya'nın durumuna bakıyorum da, eminim iki ülkenin halkı da diktatörlerini arıyorlardır.
Aman Orta Asya ülkelerinde "diktatörler devrilsin!" diye hareket başlatılmasın! İsterse "Türkçüler" ortaya çıksınlar... Bu başkaldırı asla "hürriyet hareketi", asla "demokrasi hareketi" olmayacaktır; ülkeler darmadağın olacaktır.
Ne yazık ki, Suriye'de artık "Esad kalmalı." deme zemini ortadan kalkmıştır. Ülke dilim dilim... Suriye üzerinde emel besleyenler savaşın bir tarafında.
Türkiye Suriye Türklerine mecburen kol kanat gerecektir. AK Parti Hükûmeti muhtemelen, "Orada Türkler var, destekleyelim." dememiş, Türk'ün varlığını kendi stratejileri için bir avantaj görmüştür. R. T. Erdoğan'ın ağzından hiç alışık olmadığımız bir söz çıktı: "Onlar soydaşlarımız." İnşallah bu anlayışı, Irak'taki Türkler için de, başka ülkelerdeki Türkler için de geçerlidir.
Rusya Suriye'de... İç savaşın seyri bambaşka noktaya geldi. Ruslar, sıcak denizlere inmek için Afganistan yolunu denediler ama başların belâya soktular, sonra çekilmek zorunda kaldılar.
Deli Petro'nun vasiyeti ne derece doğru, bilemiyoruz; ancak, Türkiye üzerinden Akdeniz'e inme fikri Rusların gönlünde yatmasa, böyle bir "vasiyet" de "icat" edilmezdi.
Rus Ortodoksları Bizans'ın mirasını her fırsatta dile getiriyorlar. III. İvan'dan (1440-1505) başlayan heves bu. Öyle bir heves ki, Bizans'ın çift başlı kartalı bile sembolleri olmuştu. Rusların Şuuraltıda "Sıcak denizler", "Boğazlar", "Bizans mirası" olmadığını kimse iddia edemez.
Suriye'de vazo artı kırılmış, unufak olmuştur. Ülke bölüneceği kadar bölünmüştür. Rusya'nın Esad yanında savaşa girmesi de neticeyi değiştirmeyecektir. Putin bunu elbette hesap etmiştir.
Putin'in ve onun ağzına bakanların bu kadar hırçınlaşması nasıl izah edilebilir? Hırçınlık üstelik başlangıçta aidiyeti bilinmeden uçağın düşürülmesine bağlanamaz.
Bütün bunlar yaşanırken, Türkiye'de kamplaşma o kadar derin ki... Biz burada R. T. Erdoğan'ın terörle mücadelesine, Suriye'de Türkleri korumasına tam desteğimizi verirken, onun, Türkiye'de kendisini köşeye sıkıştırdığını düşündüklerinin üzerine gitmesi ülkemiz için çok tehlikelidir. İntikam hırsı, insana mutlaka yanlış işler yaptırır. Bir devlet adamı yanlışlığın içine düşerse, zararı memleket görür.
Cumhuriyet gazetesinin genel yayın müdürü ve Ankara temsilcisi, sadece ve sadece aşırı muhalefet ettikleri için hapse atıldılar.
Tutturmuşlar bir "paralel", öğretmenlere kadar tutukluyorlar. Gerçekten varsa bir örgüt, gerçekten varsa delil tamam ama iddialar bakıyorsunuz, sadece şüphe. Olur mu öyle şey!
Dün Zaman gazetesinde "Ortak Akıl Toplantısı"ndayım. Yer darlığından şimdi ayrıntısını yazamayacağım. Çok kesimden gazeteciler katıldılar. Herkes bu orantısızlığı, bu hukuksuzluğu konuştu. Hukuksuzluğa karşı ne yapılabilir diye kafa yordu.
Takrir-i Sükûn Kanunu nasıl çıkmıştı? Zamanında Seyit Sait İsyanı bahane edilmişti. Şimdi Rusya bahane edilip seri hukuksuzluğa geçilmesin sonra!