BDP/PKK’lılar, en son konuşmalarında “Sabrımız taşıyor, çözeceksek çözelim.” demeye getirdiler. “Ağaç muhabbeti” ile başlayan protestolardan PKK kendisine pay çıkarmak istiyor. Recep T. Erdoğan’ın köşeye sıkıştığını görüyorlar. “Kargaşa”dan istifade, daha ileri adım için silâhlı hareketi tekrar başlatacaklar... Zaten müdara duruyorlar. Böyle yaparlarsa R. T. Erdoğan’ı kurtarırlar aslında... Kitlelerin dikkati birden Kandil’e döner ve protestolar sönmeye başlar.
R. T. Erdoğan ise büyük bir hevesle sarıldığı Abdullah Öcalan’ı bir kenara itmek zorunda hissediyor kendisini. Çünkü mitinglerinde MHP bayrakları açtırmak, hele Ülkü Ocakları’nın remizlerini taşıttırmak çok büyük risk onun açısından... Bunu göze alıyor. Üstelik “bölücübaşı”, “teröristbaşı” da diyor. “Yandaş” tabir edilen gazetelerde yazan sol liberaller bile homurdanmaya başladılar: “Hani Abdullah (Öcalan) senin dostundu? MHP nereden çıktı!”
Dün yazdım... A. Öcalan’ın emriyle Diyarbakır’da toplanan PKK görüşlerinin tartışıldığı toplantıda 12 karar almışlar. Kararları Kandil, Ankara, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’ne gönderilecekmiş. Diyorlar ki:
“Kürdistan halkları kendi tercihleriyle özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi statülerini belirleme hakkına sahiptir. Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir.”
Başından beri söylüyoruz... PKK’nın anladığı çözüm budur! Siz ne anlamıştınız Recep Tayyip Bey! Yandaşlarınız, “zavallı” âkilleriniz “Her şey yolunda merkez!” diyorlardı. Hele içlerinden biri, “Hayvanlar bile çözümü anladı, (bizleri kastederek) onlar anlamadı!” diye dâhiyâne fikir serdetmişti. (Zavallı âkil! Bir gün o sözünü sana yedirmezsek!.. Gerisini anlar! Bu arada: “Âkil” sıfatı da bu emir erleri yüzünden ayağa düştü. Gerçekte akıllı, bilgili, sözü dinlenir birine “âkil” diyemeyeceğiz! “Âkil” desek, anlam kayması yüzünden adam hakaret edildiğini düşünecek!)
Başka ne istiyor PKK?
“Uluslararası örgüt ve devletler PKK’yı terör örgütleri listesinden çıkarmalıdırlar.”
“Kürdistan Halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır.”
Bir sürü zırva arasında istedikleri bir şey var ki, akıllara seza!
“Ulusal konferans kurulmalıdır.”
“Ulusal” dedikleri “millî” (Uydurma öztürkçeyi de pek severler!). Yani “Millî Meclis” istiyorlar. Kendi kararlarını kendileri alacaklar, son kertede bayraklarını Diyarbakır kalesinin burçlarına dikene kadar Ankara’yı sadece bilgilendirmiş olacaklar.
Seninkiler bağımsızlık istiyor Recep Tayyip Bey! Razı mısın?! Belki sen razısın... Ya millet?!
