Sen kimin uşağısın?!
Dün yazdım, "biri", Türk milliyetçiliğini Abdülhamit'e karşı bir "tutum" olarak göstermişti. (Burada "tutum" ne demekse?!)
Tuğrul Türkeş söz konusu makalesinde "Milliyetçiliğin bütün olumsuzluklara, hücumlara, işgallere ve zorbalıklara karşı cansiperâne bir mücadele aracı olabileceğini ispat eden en büyük olay Türkiye'mizin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öncülüğünde başlattığı Kurtuluş Savaşı'dır." der.
Dün adını verdiğim şahıs "Abdülhamid'e karşı mücadele eden İttihat Terakki'nin Türk milliyetçiliği 1. ve 2. Meşrutiyet'te büyümüş ve emperyalizme karşı verilen Kurtuluş Savaşı ile de kendini 'Atatürk milliyetçiliği' olarak geliştirmiştir." diyor.
M. Kemal de Abdülhamit'i indiren İttihat ve Terakkî içinden gelir. Milliyetçiliği farklı alanlara çekmek isteyenler M. Kemal'e tavır alamadıkları için, onun adıyla bir milliyetçilik uydurdular: Atatürk milliyetçiliği!
"Atatürk milliyetçiliği" meselesine gelmeden önce söyleyeceklerim var.
O şahıs "Ülkücülük" ara başlığı altında şu akla ziyan satırları yazar:
"Türkiye'nin "Küçük Amerika" süreci ve devlet destekli antikomünizm sadece siyasal İslamcılığı yükseltmedi; aynı zamanda Türk milliyetçiliğini de büyük oranda dönüştürdü: Türk milliyetçiliği, hızla ülkücülüğe dönüştü! (…) Ülkücülüğün lideri Alparslan Türkeş de ABD'nin özel harp eğitimlilerindendi… / Nitekim Türkeş, kurduğu MHP ile ABD'nin antikomünist stratejisi içerisinde yükselen sol dalgaya karşı Amerikan sopası oldu!"
Dam başında saksağan vur beline kazmayı!
12 Eylül öncesinde kıyasıya yürütülen mücadelede, netice alamayanlar, halka öncülük edenlere atmadıkları çamur bırakmıyorlar.
Yanı başımızda Sovyetler var. Balkanları işgal etmiş, Kafkasları işgal etmiş, asıl stratejik bölge Anadolu'ya bir adım kalmış, "komünistlik" ideolojisiyle, içten işgal harekâtını başlatmış, bizimki, halk niye seyirci değildi, niye işgale karşı örgütlendi, demeye getiriyor. Ülkücüleri oraya buraya bağlamadaki maksat budur. Klasik suçlamadır: "Amerikan uşağı!"
Çok tartışıldığı için ayrıntıya girmeyeceğim.
O şahsa şunu soracağım: Amerikan ve İngiliz belgelerinde Türkeş hakkında ne yazdığını hiç inceledin mi? Sana kaynakları göstereyim. İncele istersen:
1 - Mehmet Âkif Okur, Kürşat Güç, "Amerikan Belgelerinde Alparslan Türkeş: Kurgular ve Gerçekler", Türk Yurdu, S. 332 (Nisan 2015).
2 - Rasim Ekşi, Amerikan ve İngiliz Belgelerinde Alparslan Türkeş, Bilgeoğuz Yayınları.
3 - Arslan Tekin, Alparslan Türkeş ve Liderlik.
12 Eylül öncesi kullanılan sloganlar bile tarafları ele verir.
Halkın öncüleri: "Ne Amerika ne Rusya ne Çin müreffeh büyük Türkiye."
Halkın öncülerinin "Uşaklar" veya "Gurkalar" dediği taraf ise sadece bir slogan kullanırdı: "Kahrolsun Amerika!"
"Amerikancı", "Rusçu" suçlamaları eskilere dayanır.
Size Türk Yurdu dergisinin Aralık 1930'da çıkan sayısındaki "Türk Ocakları ve Düşmanları" başlıklı yazıyı hatırlatacağım. Türk Ocaklılar Zekeriya Sertel'in yakın arkadaşı Nâzım Hikmet'i Bolşeviklikle, Zekeriya Sertel de eski arkadaşları olan Türk Ocaklıları "Amerikancılıkla" suçlar.
("Atatürk milliyetçiliği" meselesi yarına kaldı.)