Selçuklular niye yok sayıldı?
Aynı ayda iki zafer.
26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Savaşı.
30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi.
İki savaşın “derin” manası var.
Nedir o derin mana:
Birincisi Anadolu’ya kök salmanın başlangıcı, ikincisi Anadolu’dan sökülüp atılmaya direnç.
Önce şunu belirteyim: Osmanlı, Selçuklu’yu öne çıkarmak istememiştir. Selçuklu’ya merak Cumhuriyetin kuruluşuyla başlamıştır.
Anadolucular, bildiğiniz gibi, Malazgirt Savaşı’nı esas alırlar. Meselâ; Yahya Kemal için milliyetçi başlangıç Türklerin Malazgirt Savaşı’yla Anadolu’da kökleşmesidir. Elbette, Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya gelinmedi. Öncesi var. Ama peyderpey, şuraya buraya yerleşmeler. “Vatan edinme” sonra.
Selçuklulara dair ilk yapılması gereken nedir? Elbette kaynak tespitidir. Kaynaklar üzerine kafa yoran Prof. M. Fuad Köprülü olmuştur. “Anadolu Selçukluları Tarihi’nin Yerli Kaynakları” başlıklı makalesini 1943’te Belleten’de yayınlamıştır.
Selçuklular üzerine öncesi çalışma, Mükrimin Halil Yınanç’ın biliyorum. 1924-1925 12 sayı çıkan Anadolu Mecmuası’ndaki makalelerini genişletip 1944’te “Türkiye Tarihi Selçuklular Devri -I- Anadolu’nun Fethi” başlığı altında yayınlamıştır.
Araştırıcıların dikkatini çekecektir: Anadolu Mecmuası’nda, Mukrimin Halil’in makalelerinin listesini vereceğim: S. 1: “Millî Tarihimizin İsmi”; S. 2, 3: “Anadolu Tarihi: Millî Tarihimizin Mevzuu 1”, 2; S. 4, 5, 6, 7, 8: “Anadolu Tarihi: Anadolu’nun Fethi 1, 2, 3, 4, 5”; S. 9-10-11 (tek dergi): “Anadolu Tarihi: Türk Kavminin Muhtelif Milletlere Ayrılması ve Anadolu Vatan ve Milletinin Teşekkülü 1”. (12. Sayı, son sayı. Makalenin devamı yok.)
Anadolu Mecmuası’nı Dr. Ahmet Zeki İzgöer’le birlikte yeni harflere aktardık. Türk Tarih Kurumu yayını. Biz daha önce 1911’de yayınlanmaya başlanan Türk Yurdu Dergisi ve 1921’de yayınlanmaya başlayan Dergâh dergisini yeni harflere aktardık. Türk Yurdu 17 cilt. “İçindekiler”in hepsine baktım. Görebildiğim M. Fuad Köprülü’nün Selçuklular Devrinde Anadolu Şairleri (2) Ahmed Fakih”, Derginin Ekim 1926’da çıkan sayısında yer alıyor. Sadece dönemden bahsediyor. Ayrıntı yok.
42 sayı çıkan Dergâh’ta, 2. sayıda, “Çini” üzerine Rezzan Ârif imzasıyla çıkan bir makalede “Selçuk âbidâtında çini mozaiği” ara başlığıyla dolaydan “Selçuklu” teması var.
4. sayıda Mehmed Fuad (Köprülü) “Selçukîler Devrindeki Anadolu Şairleri” üst başlıyla 13. yüzyıl şairlerinden Şeyyad Hamza üzerinde duruyor. Türk Yurdu’nda gösterdiğimiz makalesi bu makalenin devamı olmalı.
M. Fuad Köprülü, Dergâh’ın 5 Ocak 1923’te çıkan son 42. sayısında “Anadolu Tarih-i Dinîsi Hakkında Notlar” başlıklı makalesinde Babinger’i (1891-1967) tenkit ederken “… alelumûm Anadolu Selçukîlerinin tarih-i harsîsi hakkında etraflı tetebbuat yapmadan evvel, Osmanlılar zamanındaki harekât-ı diniyenin icabât-ı ilmiyeye muvâfık bir şekilde tetkik olunabilmesini imkân dâhilinde görmüyoruz.” der ve şu dip notu düşer:
“Selçukîlerin tarih-i medeniyetlerinden sarf-ı nazar, tahkiki nispeten kolay olan siyasî tarihleri bile henüz derin bir zulmet [karanlık] içindedir. J. Laurent’ın 1081 Tarihlerine Kadar Garbî Asya’da Bizans ve Selçuk Türkleri, Paris, Berjelevro, 1919) bu hususta ileriye doğru atılmış mühim bir hatve [adım] telakkî olunabilir.”
M. Fuad Köprülü öncesinde eksikliği bildiği için Selçuklular üzerine eğilmiş. Yukarıda bahsettik, 1943’te Selçuklu araştırmaları için birinci el kaynakları sıralamış.
Millî Mücadele’den önce de Selçukluların araştırılmaması bir “dert” olarak karşımıza çıkıyor.
Yine bizim yeni harflere aktardığımız 1908’de yayına başlayan ve 51 sayı çıkan muhtevalı Resimli Kitap’ın 36 sayısına kadar baktım yine Selçuklulara dair bir çalışma yok. Birkaç sayıda sadece kelime olarak “Selçukîler” geçiyor.
26 Ağustos 1071’de Bizans İmparatoru, 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nden sonra Yunan komutan esir alınıyor.
Esirlere muamele üzerinde duracağız.