Şeffaflık şart
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Türkiye Tek Yürek" kampanyasında yardım olarak taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon liranın 74 milyar 118 milyonunun yatırıldığını söyledi.
Şimdilerde ise sorulan pek çok soru var:
Kalan 40 milyonu yatırmayan bağışçılar kimler?
Bağışlar, hangi fona aktarıldı? Nasıl harcanacak?
Bağışlara dair tasarruflar şeffaf bir şekilde açıklanacak mı?
Peki ya yabancı ülkelerde Türkiye''deki deprem için toplanan paralar, mesela Hollanda''da toplanan 90 milyon Euro, nasıl kullanılacak?
Tutulan ve tutulmayan sözler
Merkez Bankası''nın 30 milyar, Ziraat Bankası''nın 20 milyar, Vakıfbank''ın 12 milyar ve Halkbank''ın 7 milyarlık bağışıyla toplam 69 milyar lira tutarındaki bağış, toplanan paranın yüzde 60''ına tekabül ediyordu.
Yardımların halihazırda 90 milyar lirayı aşan kısmı, zaten kamu bankaları, kamu kurumları ve kamunun çoğunluk hisseli şirketleri tarafından yapılmıştı.
Ancak bu ufak matematik hesabı gösteriyor ki, kamu kurumları dahi verdiği taahhüdü yerine getirmedi.
Burada ivedilikle açıklığa kavuşturulması gereken iki husus var:
Birincisi, yardım gecesi bağış taahhüdünde bulunarak bunu yerine getirmeyenlerin kimler olduğu;
İkincisi ise, yerine getirilen taahhütler sonucu elde edilen paranın nasıl kullanacağının kalem kalem açıklanması.
Güvensizlik
Vatandaşların canıgönülden yardım etmek için çabaladığı felakette yardımlarını elden ulaştırmak, deprem bölgesine ulaştığına emin olmak için verilen başka bir çaba da vardı.
Zira herkeste büyük bir güvensizlik ve verdiği paranın depremzedeler için harcanmayacağı endişesi vardı.
Bu endişe, "Türkiye Tek Yürek" gecesi toplanan yardımların nasıl harcanacağına dair soruların sıklaşmasıyla daha da büyüdü.
O yüzden yardımlara dair şeffaflığın sağlanması için daha ısrarcı olmamız gerektiği kanaatindeyim. Zira, deprem bölgesinin ve bölgedeki insanların çok uzun süre daha birtakım yardımlara ihtiyacı olacak. Hassasiyet gösterilmesi gereken bu konunun insani açıdan önemi büyük.