Seçim Kanunu Değişikliği Teklifine Dair (1)
Merakla beklenen Seçim Kanunu Değişikliği Teklifi sonunda Meclis''e sunuldu. Şahsi merakım oldukça yüksekti, zira üzerinde bir buçuk senedir çalıştığım doktora tezimin gidişatı için önemli veri olacaktı. Nitekim, teklif şaşırtmadı. Tezimde Türkiye ile karşılaştırmalı ülkeler olarak ele aldığım ülkelerdeki seçim hukukuna etki eden değişikliklere benzer bir teklif geldi:
İktidar partisi, seçim kanunu üzerinde, seçimlerin güvence altına alınması için değil, seçimlerde fırsat eşitliğinin sağlanması için değil, oy hakkının ve seçimlerin serbestliği ilkesi kapsamında seçmenin kanaat oluşturma ve kanaatini açıklama özgürlüğünü garanti altına almak için de değil, (her ne kadar seçim barajı düşürülmek istense de) oy hakkının eşitliği ve genelliği üzerinde olumlu etki yapacak şekilde hiç değil, özetle, seçimlerin demokratik ilkelerine dair iyileştirici etki edecek bir düzenleme değil; kendisinin ve ittifak içinde bulunduğu partinin çıkarlarına hizmet eden ve bir seçim daha kazanmayı kolaylaştıracak bir değişiklik yapmaya dair teklifini Meclis''e sunma yoluna gitti.
İstişare eksikliği
Türkiye''de artık bazı şeylerin hukuki gereklilikleri o kadar unutuldu ve bu unutuluş o kadar kabullenildi ki, bunlardan bahsetmeye bile değer görmüyor kimse. Oysa bugün, bu ülkenin demokratik bir ülke olması ve önümüzdeki seçimlerin demokrasiye uygun adil ve doğru bir şekilde sonuçlanması için elimizdeki tutunacak tek dalımız hukuktur.
O yüzden, kanıksanan tüm yanlışlara rağmen, bu köşede olması gerekenin ne olduğunu vurgulamaya devam edeceğim.
Bu sebeple değişiklik, halen teklif boyutundayken, hatırlatmak istediğim ilk şey, uzlaşma ve istişare etmenin önemine dair olacak.
Venedik Komisyonu''nun seçimlere dair yerleşik ilkelerine göre, seçim mevzuatında yapılacak herhangi bir değişiklik, mutlaka ama mutlaka şu temel unsur üzerine inşa edilmelidir: Meclis''te temsil edilen tüm partilerin kapsamlı istişareleri ile kamuoyunun tepkileri ve talepleri sonucu geniş bir fikir birliği sağlanarak kabul edilmesi.
Nitekim, kanunların değiştirilmesinde belli bir çoğunluğun gerekmesi, iktidar ile muhalefetin uzlaşmasını ve dolayısıyla çoğulculuk ilkesinin hayata geçirilmesini sağlamak içindir. İktidar koalisyonunun muhalefet olmaksızın çoğunluğa ulaşmayı fırsat bilerek uzlaşmadan kaçınması, çoğulculuk gibi meşru bir amacı boşa çıkarmak demektir.
Değişmeyecekler
Seçim barajının düşürülmesinin ittifak dengelerine etkisi, ittifakın aldığı oyun hesaplanmasındaki değişiklik elbet önemli ve üzerindeki konuşulması gereken değişiklikler. Ancak dikkat etmek gerekir ki, bunların etkileri daha ziyade seçimlerin gerçekleşmesinden, yani sandıkta oy hakkının kullanılmasından sonraki sürece dairdir. Elbette, aday partilerin siyasi taktikleri ve seçmene detaylı anlatıldığı takdirde seçmen davranışları bu değişikliklere göre şekillenecektir, ancak adil ve doğru seçimler için ilk olarak seçimlerin öncesindeki süreç önem taşır. Adil yarışma sonucu için adil yarışma gerekir.
Bu açıdan söz konusu teklifte ne yok derseniz, seçim güvencesi yok derim, İstanbul seçimlerini hukuk ve hatta mantık dışı gerekçelerle tekrarlatarak tarafsızlığı hususuna büyük bir kuşku düşüren Yüksek Seçim Kurulu''nun -bu defa- tarafsız olacağının garantisi yok derim, seçmen iradesinin oluşumunda önemli rol oynayan kamu medyasında adaylara dair bilgilerin eşit olarak gösterilmesini sağlayacak, gösterilmemesi halinde ne yapılacağına dair unsurlar yok derim…
Devamı salı günü yayınlanacak yazıda…