Savaş mı var?
"İki arada bir derede" dedikleri durumla karşı karşıya Türkiye. Hedeflerine ulaşabilmiş değil. Henüz daha amaçlarının onda birini bile gerçekleştiremedi.
Münbiç duruyor mesela.
Fırat'ın doğusu ise ABD kontrolünde. ABD burada sondajlara devam ediyor. Gidici gibi davranmıyor.
Ne yapıyor?
Petrol aramalarını sürdürüyor. Nitekim yeni petrol yatakları bulundu. Bulunan petrol yatakları yüzeye oldukça yakın. Bu çok önemli bir avantaj. Çok daha ucuza nitelikli petrol elde edilecek demektir.
ABD böyle bir kârı kimseye bırakır mı?
Kesinlikle bırakmaz ve bırakmayacağını da işte önümüze konan tiyatrodan anlıyoruz.
Hâlbuki dışarıdan bakıldığında kimilerine göre Suriye'de bir dünya savaşının eşiğinde.
Sahiden öyle mi?
Tam olarak amaç bu değil. Ancak elbette az da olsa bir risk var.
Neden var?
Çünkü Suriye'de ABD'nin ve elbette İsrail'in beklentileri gerçekleşmedi.
Bir başka ifade ile küresel kapitalizmin Yahudi patronları, bir başka adıyla derin Amerika umduğuna kavuşamadı.
Peki, neden kavuşamadı?
Çünkü Orta Doğu dengeleri buna izin vermedi.
Öncelikle İran, Esat rejimi ile ister istemez bağ kurdu. Aynı zamanda Irak'taki Şii yanlısı yönetim de Esat rejimine destek verdi. Ve bu sayede Esat rejimi ayakta kalmayı başardı..
İkincisi, ABD'nin amaçları ile Türkiye'nin beka meselesi karşı karşıya kaldı. Dolayısıyla en başından var olan ortaklık ister istemez menfaat çatışmasına dönüştü. Çünkü ABD'nin ön gördüğü yeni Suriye haritası, Türkiye'nin gelecekteki varlığını tehdit ediyordu.
Nasıl?
Şöyle: ABD ve İsrail'in beklentilerine göre yeniden inşa edilerek bölünmüş, parçalanmış bir Suriye, öncelikle Türkiye'nin toprak bütünlüğünü tehdit etmekteydi. Haliyle Türkiye'nin, kendini koruma refleksi ile en başından onay verip desteklediği "Arap Baharı'nı" ve dolayısı ile BOP'u sonradan terk etmesi kendi varlığını koruması bakımından şarttı.
Bu sebeple Türkiye karşı cephede yer aldı.
Ve bütün bunlar olurken çok hesapta olmayan Rusya, Suriye'ye indi. Üsler kurdu. Askeri varlık olarak bölgenin önemli bir aktörü haline geldi.
Sonuç?
Sonuçta bugünkü manzara ile karşı karşıya kaldık.
ABD'nin henüz içine tam olarak sindiremediği yeni başkan Trump, twitter üzerinden savaş ilan ederken, Savunma Bakanlığı -Pentagon- yalanlamaya başladı.
Derken İngiltere ve Fransa devreye girdi.
Restleşmeleri biliyorsunuz.
Rusya yeni silahlar yaptığını ve bunu deneyeceklerini söyledi.
ABD'de de benzer şeyler söyledi.
Bu durumda ortada yeni üretilmiş ve dünyaya tanıtılacak silahlar var demektir. İşte bu durum, savaşıyorlarmış gibi bir sonuca dönüşebilir.
Tıpkı araba oyunu gibi. İki rakip bir birinin üzerine arabasıyla son sürat yaklaşırken, onları izleyen taraftarlar nefesini tutmuş olacak. Bakalım hangisi çarpışmaktan vaz geçip, son anda yoldan çıkacak..
Mesele buna benzer bir şey.
ABD, Rusya'nın Suriye'deki alanı daraltmasını istiyor. Yoldan çekilsin diye bekliyor ve arabasını son sürat süreceğini ifade ediyor. Rusya dikleniyor. Türkiye ise kimsenin tarafını tutmadan beklemeyi düşünüyor.
Bu arada olan Türkiye'ye oluyor. Fırat'ın doğusuna, Münbiç'e bile adım atmak bu ortamda mümkün olmaktan çıkıyor.