Saray’ın çabası
“Saray” tartışmaları dinmiyor... TBMM açıldı, çokluk muhalefette. Şimdi teklif üzerine teklif verecekler, Recep T. Erdoğan’ı Saray’dan çıkarmaya zorlayacaklar.
R.T. Erdoğan, kuvvetle muhtemel bir erken seçim hazırlıklarına vakit kaybetmeden başladı. Önce şehit ailelerini ve gazileri iftar için topladı. Ardından “Yeni bir gazaya çıkıyorum. Hayır duanızı eksik etmeyin!” demek için olacak din ulemasını ucu bucağı görünmeyen yuvarlak masa etrafına dizdi. Sonra muhtarları getirtti. Hemen ertesi günü, “ihtişamı/israfı” örtme çabasıyla bir vatandaşın evinde yere bağdaş kurdu. Diyeceğim her gün bir faaliyet içinde. R. T. Erdoğan’ın performansına hayran olmamak mümkün değil. Dur durak bilmiyor, nereye baksanız o görünüyor.
Bugün benim de davet edildiğim bir iftarda olacak. Şaşırdınız değil mi? Davete gideceğim; sırf atmosferi yoklamak için. İster istemez iftar edeceğiz ama maliyetini sonra bir ihtiyaç sahibine vereceğim!
Siyasî parti başkanları ıcığı cıcığı hesap ededursunlar “tarafsız Cumhurbaşkanı” erken seçim çalışmalarında mesafe alıyor!
Yalnız eski AKP’li dört bakan “yolsuzluk” yüzünden Yüce Divan’a çıkacak. Kurtuluş yok. Saray’ın işin içinden sıyrılması çok zor. Kusura bakmasın R. T. Erdoğan’a “Allah yardımcınız olsun!” demek içimden gelmiyor. Çünkü, “Paralel, darbe, kumpas...” her neyse artık, bir sürü sütre buluyorlar ama bütün sütreler delik. İzaha muhtaç o kadar konu var ki.
Şeref Efe diye bir zat. AKP Hükûmetinin bakanlarından Ali Babacan’ın danışmanlığını yapmış. Hâlen Sayıştay’da baş denetçi kadrosundaymış.
“Saray hakkında Hülya konuştu, İbo konuştu, biz de yazdık mecburen.” diyor. Neler yazmış bir görseniz...
Söze herhangi bir cemaatle ilgisinin olmadığını belirterek başlıyor ve imam hatip mezunu olduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor.
Şeref Efe, Linkedin isimli sitesinde “Çok Kötü Bir Kamu Harcaması: Cumhurbaşkanlığı Sarayı” başlıklı yazı yazıyor.
Öyle mantıkî izah ediyor ki, Mimarlar Odası’ndan çok farklı. Mimarlar Odası’nda bir “muhalif” tavır görülüyor. Sayıştay denetçisi “içeriden” Saray, Şeref Efe’ye cevap verebilecek mi?
Yazıya kolay ulaşırsınız. Ne dediğini madde madde çok kısa sıralayacağım:
1. “Cumhurbaşkanlığı Sarayımızın Müslümanlığa sığmadığını aslında anlatmaya hiç gerek yok. Kur’ân’dan kendimize bir ölçü arayacak olursak bu saray inşası ile ilgili Allah’ın hoş karşılamadığı kibir, gurur ve israf gibi pek çok husus ile karşılaşırız.”
2. “Bir kamu harcaması süreci olarak sarayın yapılışı tamamen kural dışıdır. Halkın parasının harcanabilmesi için bütçede ve yatırım programında bu faaliyetin açıkça belirtilmesi ve detaylı analizlerin de eklenmesi gerekirdi.”
3. “Sarayın inşası nereden finanse edilmiştir? Borçlu olan bir devletin her ilâve faaliyeti borçlanarak yaptığı kabul edilir. Çünkü, o ilâve masrafı yapmasaydı bu parayla borçlarından bir kısmını ödeyecekti. Saray bir yatırım olarak milletimizin başına gelen bir felakettir.”
4. “Personel masrafı yıllık 100 milyon doları bulur.” Son sözüm: Mütevazılık kaybettirir mi, kazandırır mı?!