Saraya karışmak yasak: Biatçiyiz biz
Sağ kesimin öz eleştiri dedikleri kendi yapıp eylediklerini gözden geçirip varsa hatalarından sonuç çıkarma geleneği yok.
Biz biatçiyiz...
"Saraya itaat et gerisine karışma" kültürü bu.
Medrese anlayışı aynı zamanda.
Zihniyetin köklerini orada arayabilirsiniz.
Çünkü medresede hocanın söylediklerinin üstüne laf konuşulmaz.
Ayıptır.
Tarikatta da öyle...
Hoca uludur. Her zaman en iyisini bilir. Ondan daha iyi bilmenize imkân olamaz, zaten yoktur. Bu sebeple onun sözünün üstünde söz edilmez. Sükût et gerisine karışma. Bu aynı zamanda sadakat sayılır. Aksini yapanlara kötü gözle bakılır. Kültürel köklerin özünde bu vardır. Dolayısı ile itiraz edenler, hatayı uluorta söyleyenler yani doğru söyleyenler dokuz köyden kovulur.
Bir bakmışsın tarikattan atılmışsın.
Bir bakmışsın saray seni tutuklayıp hapse atmış...
Al bunu getir şimdiye...
Kültürel kodlar sapma göstermeden nasıl işliyor bak. AKP'de itiraz edenler de, MHP'de itiraz edenler de anında dışarı atılıyor. Saray, kendine itiraz edeni "hain" olarak yaftalıyor ve anında cezalandırıyor.
Biat istiyor.
Eğil...
Dik durma.. .
Yıkık dur.
İtiraz edersen cezalandırılıyorsun.
Al sana Ozan Arif... İşte Sana Sinan Oğan...
Sıcağı sıcağına Meral Akşener... Az biraz eskisi Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi...
Hepsi dokuz köyden kovuldu... Sarayın (parti iktidarının) keyfine uymadın mı işin bitti. Peki, biz ne istiyoruz?.. Biatçi kültür yerine demokratik kültür. Sürü yerine bireyselleşmiş insan...
Demokrasiyi özümsemiş parti.
Demokrasiyi bütün kurallarıyla kendi içinde yaşatan parti.
Demokrasiyi aynı zamanda öğreten parti.
Demokrasiyi millî bilincin bir parçası sayan parti... Aranan bu.
Bunun için lider dâhil öz eleştiri becerisi gerekir.
Bunun için geniş ufuklu olmak gerekir.
Bunun için bütün eleştirileri düşmanlık olarak görmemek gerekir.
Bunun için eleştiriyi kişisel bir hak olarak görmek gerekir.
Dolayısı ile bunun için demokratik liderlik ölçütlerine uyumlu lider gerekir. MHP gibi sağ partilerin geleneksel saray mantığı anlayışından, modern toplumun partisine dönüşmek kolay görünmüyor. Çünkü eski gelenekleri terk etmek ancak dönüştürücü liderlerin varlığı ile mümkündür.
Esasında "parti" ve "partileşme" modern zamanların ortaya çıkardığı bir olgudur. Ancak Türkiye siyasetinde parti aynı zamanda kamplaşma, saflaşma olarak algılanmaktadır. Hâlbuki modern ulus-devletlerin en işlevsel kurumu olan parti, ulusun yararına iktidar olma aracıdır. Bütünleştirici ödevi vardır. Demokrasinin ürünü olduğu için, demokrasiyi içselleştirme gibi bir görevi vardır.
Ve demokrasinin var olduğu toplumlarda partiler vazgeçilmez olduklarından toplumsal talebi karşıladıkları sürece halktan destek görürler.