Sana da dokunurlar
Yüreğe korkuyu yerleştirmeyi başardılar. Bugün bana dokunmuyorlar ama yarın dokunmayacaklarını kimse iddia edemez. Şimdilik “Paralel” dedikleri belli kesimin üzerine yürüyorlar; yarın PKK ile birlikte ülkeyi bölerken, halkı uyandıracak, bölünmeye direnecek kesim olarak gördükleri Milliyetçi Hareket çizgini de bertaraf etmek için “düzenek” kurmayacaklarından nasıl emin olabilirsiniz? (Kurdulardı da!...)
Bu tür zihniyet, kendisinden olmayan herkese düşmandır.
Daha önce Nazilere inanmış papazın anlattıkları gerçek:
“Önce komünistleri götürdüler, sesimi çıkarmadım; çünkü, komünist değildim. Sonra sosyalistleri götürdüler, sesimi çıkarmadım; çünkü, sosyalist değildim. Sonra sendikacıları götürdüler, sesimi çıkarmadım; çünkü, sendikacı değildim. Sonra Yahudileri götürdüler, sesimi çıkarmadım; çünkü, Yahudi değildim. Sonra beni götürmeye geldiler. Benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
Ergenekon, Balyoz, daha bilmem ne diyerek o kadar insan hapislere tıkıldı. Biliyorduk ki bir “düzenek” kurulmuştu. Çok ustaca bir düzenek. İnsanların hayatını kararttılar, darmadağın ettiler. Kimi zindanlarda öldü. Neredeyse Türk ordusu çöktü. Çok kişi bu işte “yanlışlık” olduğunu, “Belirli hedeflere matuf bir operasyon” olduğunu bile bile sustu.
Devir birden döndü. 17/25 Aralık’ta yapılan ve akîm bırakılan operasyonlarla, Türkiye tarihinde görülmemiş; duyanların, okuyanların küçük dilini yuttuğu yolsuzluklar ortaya çıkartıldı.
Yolsuzluğun göbeğindeki “Devletlü” ve avenesi, baktılar, bütün belgeler ortada; hapsi boylayacaklar; ellerindeki devlet gücünü kullanarak, bir “iç düşman” icat ettiler... “İç düşman” ilân ettikleri, daha önce birlikte Ergenekon, Balyoz ve mütemmim cüzü birçok davada rolü olduğu bilinen veya iddia edilen gruptu ve “Devletlü” de o grupla ortaktı.
Demek ki, kanun herkese lâzım ve asla kanundan bir milim sapmayacaksın. Saparsan, oklar sana döner.
Döndü de... Oklar, dönüş dairesi çizerken 45’er derece açıyla dönüyor! döne döne, bir kere daha seni bulacak! Hiç şüpheniz olmasın ve yolsuzlukları, “iç düşman” icat ederek, kapatmak mümkün değil; nasıl ki Ergenekon, Balyoz ve mütemmim cüz düzenekleri bozuldu, “İç düşman” düzenekleri de bozulacaktır.
Darbeler döneminde görülmeyen bu dönemde görülüyor. Polisler içeri atıldı, gazeteciler içeri atıldı, hâkimler içeri atıldı, savcılar içeri atıldı, bir kurmay albay içeri atıldı.
Suçları ne? Okuyorum okuyorum, hakikaten bulamıyorum. Bir açıklama da getirmiyorlar. En son “terör örgütü”ne üyeliğe bağladılar.
Âfâkî suçlama olmaz; delil getirin delil! Balyoz’da, Ergenekon’da en azından ustaca sahte deliller hazırlanmıştı. Bunda onu da beceremediniz, elinize yüzünüze bulaştırdınız, delillerinizi bile savunamaz hâle geldiniz.
Gerçek delilleri ortaya koyun, size hak verelim ve “Sonuna kadar arkanızdayız.” diyelim.
Maksadınız o kadar açık ki, Manisa’dan başladı, Malatya’ya sıçradı: Halka açık dernekler basılıyor, insanlar taciz ediliyor. Mülkî âmirler birbirlerinden geri kalmamak, için olmadık yerde gelişigüzel baskınlar düzenleyeceklerdir.
Biraz zekice davransaydınız... “İç düşman” icat ettiniz ama hücum taktikleriniz aptalca.