Salnâmelerin öneminden haberdar mıyız?

Dr. Ahmet Tetik’in editörlüğünde önemli bir çalışmaya imza atıldı. Cumhuriyet’in 1925-1926 yıllarına ait devlet salnâmesi yayınlandı: “1925-1926 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi”. (Yayına Hazırlayanlar: Tutku Çavuşoğlu, Erdal Şahin, İrem Polat, T.C. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAYAUM) yayını, 852 s.)

Bu çalışmanın önemli bir özelliği kitaba çok kolay ulaşmanız. Şu eposta adresi herkese açık:

https://sbfdergi.ankara.edu.tr/dergi/kitap/2024/1925-1926-devlet-salnamesi.pdf

Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanı Prof. Dr. Orhan Çelik “Takdim” yazısında: Devletlerin bağımsız varlıklarını dünyaya ilan edip kabul görmeleri, idarî yapılarının sağlamlığı ve koordineli faaliyetlerinin eseridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve ilanında da süregelen Türk devlet geleneğinin devamlılığını görmeme imkânı mümkün değildir. Bunun somut varlığını da ‘Devlet Yıllıkları’ teşkil etmektedir.” diyor ve önemli bir noktaya işaret ediyor:

“‘1925-1926 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi’ bir kuruluş fotoğrafıdır. Devletin idarî teşkilat yapısı çerçevesinde, ülkenin genel manzarası, sayfalara yazıyla, rakamlarla yansıtılmıştır. Dündeki durumun bilinmesi, vatandaşlık bilincinin devamlılığı ve kararlılığı için vazgeçilemez bir ihtiyaçtır.”

Devlet yıllıkları, “salnâmeler”dir. Salnâme geleneği Osmanlı’da 19. yüzyılda başlamış, Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.

Dr. Ahmet Tetik, “1925-1926 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi”nde salnâmelere dair şu bilgileri veriyor:

“Sâlnâme; bir sene zarfında meydana gelenlerin kayda geçirildiği eser. Fransız ihtilâlinin ardından, genel manzarayı tespit gayesiyle 1793’te ‘L’annuaire de la Republiqoine - Cumhuriyetin rehberi’ adıyla, yayınlanır. Sonraları da siyasî, idarî, iktisadî, tarihî ve sosyal görünümlerin kayıtlı yayınlarıyla, süreç devam eder.

Batılılaşma cereyanın Osmanlı Devleti idaresindeki tesirinin bir örneği olarak Sadrazam Reşid Paşa’nın isteği ile, Hekimbaşı Abdülhak Efendizâde Hayrullah Efendi ve Ahmed Cevdet Paşa’nın yardımlarıyla Ahmet Vefik Paşa tarafından hazırlanan ‘Salnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmâniye’ 1847 yılında neşredilir. Gelenek, 1912’ye dek, düzenli biçimde sürer ve nihayet 1918 senesi Salnâmesi ile son bulur.

Devlet-i Aliyye Salnâmelerinde; idarî teşkilat yapısı, kuruluşlar, eğitim kurumları, iktisadî, siyasî, askerî, kültürel sahalarına ait bilgiler kayda geçirilir. İdarî yapı birimin ve görevlilerinin isimleri, unvanları ile birlikte yazılıdır. Nüfus, eğitim kurumları ve öğrenci mevcutlarının yanı sıra iktisadî manzarayı gözler önüne seren bütçe, genel istatistik, tarımsal üretim, gelir ve giderlere ait bilgiler de kaza ve vilayet düzeyinde yer alırlar.

Devlet geleneğinin devamı olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra; 1926, 1927, 1928’de ‘Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi’ 1929’da ‘Türkiye Cumhuriyeti Devlet Yıllığı’ yayınlanır.”

Dr. Ahmet Tetik, Osmanlı döneminin son salnâmesi “Salnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmâniye 1333-1334 (1917-1918)” ile Cumhuriyet dönemin ilk salnâmesi “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi 1925-1926”nın muhtevasını veriyor, sonra şu değerlendirmede bulunuyor:

“Türk devletindeki mülkî idarenin devamlılığı, her iki ‘Devlet Salnâmesi’ muhtevası karşılaştırıldığında, açıkça görülmektedir. Bu da şunun ispatıdır, Türklerin tarihleri boyunca kurdukları devletlerin isimleri değişir ancak ‘idarî yapısının temel taşları’ değişmez.”

***

“1925-1926 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi”nin yeni harflere aktarılmasında emeği geçenlerden Tutku Çavuşoğlu’nin “Salnâme; İdarenin Hafızası” başlığı altında verdiği bilgiler salnamelerin araştırıcılar için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Teşkilât-ı Esasiye Kânûnu’ndan bakanlıkların örgütlenmesine, ithalât ve ihracât verilerinden hangi vilâyette ne kadar öğrenci olduğuna kadar birçok konuda ayrıntılı bilgiler, yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin genel durumunu görmemizi sağlamaktadır.

Salnâmede, ilk bölümde merkez örgütlenmesi görülüyor. Riyâset-i Cumhur Dairesi, İcra Vekilleri Heyeti, TBMM, Başvekâlet, Adliye, Dâhiliye, Hâriciye, Maliye, Maârif, Nâfia, Zirâat, Ticaret, Sıhhiye ve Muâvenet-i İçtimâiye Vekâletleri hakkındaki detaylı tanıtımlara yer verilmiştir. Riyâset-i Cumhur Dairesi’nin yapısı ve personeli; İcra Vekilleri Heyeti’nde kimlerin bulunduğu; Büyük Millet Meclisi’nde de Divan-ı Riyâseti, mebusların isimleri ve encümenler kayıtlıdır. Vekâletlere ilişkin bölüme bakıldığın da ise her vekâletin alt hizmet birimleri ve personeli; bağlı kurumların isimleri vardır. Örneğin İstanbul Şehremâneti’ne ilişkin bilgiler Dâhiliye Vekâleti kısmındadır. Yine bir başka örnek vermek gerekirse Nâfia Vekâletinde, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki demiryollarının bütün durakların isimleri, mesafeleri; Ticaret Vekâletinde de Teşvikiye-i Sanâyi Kânûnu’ndan faydalanan fabrikalara dâir bilgiler dikkat çekicidir.”

Tutku Çavuşoğlu: “Sonuç olarak 1925-1926 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki ‘devlet hafızasını’ göstermesi açısından çok önemlidir. Neredeyse her ayrıntının savaş sonrası yeni kurulan ve kıt kaynaklar içerisindeki bir devletin yıllığında yer alması günümüzden bakıldığında şaşkınlık ve gurur verici bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.” diyerek salnâmelerin önemini bir kere daha vurguluyor.

Salnâmeler hafızadır. Hafızası silinenlerin tarihte yeri yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları