‘Reis Paşalar’ ve Yeni Anayasa’da halkın rolü (1)
Kanun kuvvetinde kararnameler (KKK) çıkarıldıktan sonra TBMM’ye ne ne kadar ihtiyaç duyulur bilemiyorum.
Hükûmet, ayak bağını KKK ile çözdü. Geriye “demokrasi gösterisi” kaldı.
Çok önce yazmıştım. 550 milletvekili 75 milyon nüfusa çok fazla... 300 milletvekili “demokrasi gösterisi” için yeterli... Kararları parti başkanları ve yakın çevresi veriyor. Yakın çevresi dediğim de yine milletvekilleri sanmayın... Çoğu dışarıdan “danışman” sıfatıyla istihdam edilenler.
Varlık göstermek isteyen bir iki milletvekili her zaman çıkar ama onları da, gelecek seçimde, listede seçilebilcekleri yere koyarlar mı?!
“Seçilebilecek sıraya koyma” sözü insanlarımızı irkiltiyordur.
Kimse alınmasın, “demokrasi” dediğiniz sistem öyle ahım şahım sistem değil, gördüğünüz gibi... Adına siz yine “demokrasi” deyin ama, azamînin memnun olacağı bir sistem üzerinde çalışın...
“Demokrasi” ve yine buna bağlı “sistem” dedik.
Yeni anayasa yapmak için kolları sıvadılar.
Neyi değiştirecekler ki...
Türkiye şu anda kutuplaşmış durumda.
Bir tarafta Türk’ün adını silmek isteyenler, diğer tarafta, Türk’ün adını korumaya çalışanlar!
Ne kadar acı... Sesleri çok çıkanlar Türk’ün adını silmeden yana...
***
Resmî bir kurumda çalıştığı için açık ismini veremeyeceğim bir okuyucu önceki gün çıkan yazımla ilgili şu e-postayı gönderdi. Önce okuyalım. Sonra yukarıda yazdıklarımla bağlantıyı birlikte kuracağız:
“Sayın Tekin, PKK’ya kimler destek veriyor konulu yazınızı okudum. Teşekkürler. Ancak asıl desteği unutmuşsunuz. O destek de hatalı siyasetçilere ‘din uğruna’ veya başkaca saiklerle yarı bilinçli olarak mükerrer destek veren ‘sıradan vatandaş’tır. Sıradan vatandaş bölücü terör konusundaki siyasî hataların tamamını görmezlikten gelmiş veya belki de daha acısı bunları İslâmî veya daha demokratik bir yaşama geçebilmek için ödenmesi gerekli bir bedel olarak görmüş olabilir. PKK’yı destekleyen bazı kişi ve kuruluşlar olabilir; ancak, bunların neşv ü nema bulması da sıradan vatandaşın aymazlığı yüzündendir. Sıradan vatandaş sandık başında siyasetçiye oy vermeyerek demokratik uyarı hakkını kullansa böyle kişi ve kuruluşlar bu tarihî vahim hataları yapacak zemini bulamazlardı. O hâlde Türk milliyetçisi kurumlar ve aydınlar hatta tüm milliyetçi taban, halkımızı etkin bir strateji ile bilgilendirmek zorundadır. Sorun sıradan vatandaştır ve onun bilinçlendirilmesi için nasıl bir yol takip edileceğidir. Ne peş peşe gelen şehitler, ne tedbirsizlik yüzünden yaşanan afetler, ne işsizlik, ne sınav hataları, ne Türk Devleti’ne meydan okuyanlar ‘sıradan vatandaş’ın tercihini değiştirmemiştir. Halkımız demokratik uyarı hakkını iyi kullanamamıştır. İnşallah bundan sonra hem bu seçmen kitlesi hem de hatalı siyasetçiler uyanırlar ve yapılan hatalar düzeltilir.”
Ö. A.
***
Yeni Anayasada ısrarla değiştirilmek istenen ilk dört madde... İlk dört madde de “Türk” bağlantılı... Bu maddelerin, hele şu zamanda tartışmaya bile açılması, “PKK silâhı”nın geldiği noktayı gösterir.
Yukarıda okuyucu kardeşimizin belirttiği “aymazlık” (gaflet) sıradan vatandaşa, “öncü kuruluşlar” dan sirayet etmiştir. Meselâ partiler... Meselâ sivil toplum örgütleri... Bunlar sürekli asıl meseleleri saptırmışlardır. TUSİAD’ın 23 öğretim üyesine hazırlattığı ve sonra korkusundan nereye koyacağını, kimin üzerine atacağını şaşırdığı anayasa taslağı “Türk”ü tartışmaya açıyordu.
Anayasa meselesi görüşülürken bütün partilerin önce şunu ortaya koymaları gerekmez miydi? Türk’ü tartışmaya açacaksan bana gelme!.. Hiç görüşmeyelim!
Partiler ve bu anayasada dahli olsun isteyenlerin, ilk dört maddenin tartışmaya açılmasını isteyip istemediklerini belirtmeleri gerekir.
Meclis Başkanı mademki aktif olarak devrede, “Türk” ün tartışılıp tartışılmayacağını belirlemesi gerekir.
Yerim doldu... Yarın Dr. Veysi Kayıran’ın bence 2011 yılının en önemli çalışması olan “Reis Paşalar-Birinci Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Türkiye’de Meclis Başkanlığı Kurumu (1877-1950)” eserinden yola çıkarak Meclis Başkanının rolü üzerinde duracağım.
Dr. Veysi Kayıran’ın kitabı hemen dikkatinizi çekmiştir. Ön bilgi vereyim. 608 sayfalık bu eser Berikan Yayınları (tel. 0312.232 62 18) arasından çıkmıştır.