Yeniden Refah Partisi (YRP) kendisini göstermek için büyük bir fırsat yakaladı. Elbette belli başlı il ve ilçelerde belediye başkanlığını kazanamayacak ama alacağı oy, partinin gelecek vaat edip etmediğini gösterecek. Özellikle R. T. Erdoğan’ın var olup olmayacağını belgeleyecek bir seçimde, Yeniden Refah Partisi’nin yükselişe geçmesi, aynı noktadan hareket edenlerin umut ışığı olacaktır.
YRP’nin alacağı oylar özellikle Ak Parti’nin aleyhine yazılacak.
Ak Parti demek ne derece doğru? Daha açığı Recep Tayyip Erdoğan’ın prestijini sarsacak. Zaten seçime giren de Ak Parti değil; Recep Tayyip Erdoğan. Ekranlarda görünen o, sokaklarda görünen o, toplantılarda görünen o, Saray’da, her yerde görünen o, Ak Parti binasında görünen o.
Ak Parti silik. Adı var varlığı yok. Var olan “Recep Tayyip Erdoğan Partisi (RTEP)”. Acaba Saray’ın kapısına “Recep Tayyip Erdoğan Partisi (RTEP)” mi yazılsa?!
“Recep Tayyip Erdoğan Partisi” olduğuna göre, seçim çalışmaları da ister istemez halkın cebinden çıkıyor. Partiler eşit olduğuna göre, RTEP, devletin Ak Parti’ye verdiği para haricinde nereden harcayabilir?! Belki bağışlarla kampanyasını yürütüyordur. Ama “Cumhurbaşkanı” sıfatını taşıyan bağış alabilir mi? Elbette alamaz. Mesele çetrefilli.
“Cumhurbaşkanı Hükûmet Sistemi” denilen, tuhaf başkanlık sistemi, neresinden bakarsanız bakın dökülüyor.
Partili cumhurbaşkanının, sınırları belirlenmediği için politik tavrı elbette kılıfına uyduruluyordur. Bilmem ne açılışı, bilmem ne toplantısı, bilmem ne ziyareti... Parti başkanı değil; Cumhurbaşkanı. Hepsine bir bahane bulunur. Cumhurbaşkanı sıfatıyla katılıyorsa, “parti başkanı” gibi konuşmaması gerekir ama mümkün değil; muhakkak muhalefete bindirecek.
Bunun adına ne denir? “Recep Tayyip Erdoğan Partisi”nin bildiği dille söyleyeyim: Hile-i Şer‘iyye (El-hîletü’ş-şer‘iyye).
“Recep Tayyip Erdoğan Partisi”nin aşina olduğu bir siteden aldığım Hile-i Şer‘iyye tarifini okuyalım isterseniz... RTEP’nin icraatına tıpatıp uyup uymadığına siz karar verin:
“Hile-i şeriyye, harama düşmemek için kurtuluş çaresini bulmaktır. Yani Hile-i şeriyye = dine uygun çare demektir. Haramı helal veya helali haram yapmak yahut haksız mal ele geçirmek için hile yapmak caiz olmaz. Farzdan kurtulmak veya haram işlemek için hile yapmak haramdır. Buna hile-i şeriyye değil, hile-i bâtıla denir. Bir şey, farz veya haram olmadan önce, farz veya haram olmasını önlemek caizdir. Buna hile-i şeriyye denir. Seneler önce bir bid’at ehli, (Âlim ve mezheplerin sözleri ölçü olmaz, Dinde hile olmaz, varsa bir nass gösterilmelidir) demişti. Şunu bildirmiştik:
Said bin Sa’d hazretleri anlatır:
‘Babam, Resulullah efendimizin yanına, hasta, birini getirdi. Suçunu söyleyip ceza verilmesini istedi. Resulullah, (Buna üzerinde yüz filiz bulunan bir dal ile bir kere vurun) buyurdu. Böylece bir vurmakla, yüz sopa vurulmuş oldu.’ (Eşiat-ül-lemeat)” (www.dinimizislam.com)
***
Recep Tayyip Erdoğan en yakınındaki, üstelik başbakanlık da yapmış bir ismi, Binali Yıldırım’ı, önceki seçimde İstanbul’a belediye başkan adayı yaptı. Kendisi de çalıştı. Netice malum. Az bir oyla kaybedince seçimi yeniletti. 800 binden fazla oy kaybıyla yine yenildi.
7 Haziran 2015’te genel seçimlerde Ak Parti’nin genel başkanı Ahmet Davutoğlu Başbakan, R. T. Erdoğan Cumhurbaşkanı idi. R. T. Erdoğan Ak Parti için meydanlara indi. Yüzde 40,87 oranında oy aldı. Ama tek başına iktidar olamıyordu. R. T. Erdoğan 1 Kasım 2015’te seçimi yeniletti. Seçim yenilenirken o meydanlarda hemen hiç görünmedi, Ak Parti, yüzde 49,50 oy alarak tek başına iktidar oldu.
Bu defa belediye başkanlarını seçtirmek için R. T. Erdoğan var gücüyle çalışıyor. Neticenin ne olacağını göreceğiz. Kazanırsa, kendi çabasıyla değil; CHP’nin şaşkınlığı, çıkmazları ve çizgisini bir türlü düzeltememesi yüzünden kazanacaktır.
Yeniden Refah Partisi de Ak Parti için handikap. YRP’nin atraksiyonu dengelerin değişmesinde büyük rol oynayacak. (Buna sonra yine geleceğiz.)
