PKK/HDP tamam! Ya akademisyenler?
PKK/HDP'liler tamam; mahkemeye çıkartılacaklar. Ya PKK'lı akademisyenler?
Bizde "aydın" olmak hep "Türk" düşmanlığı etmekle aynı tutulmuştur. Adamlar hem "Türk"e karşıdırlar, hem "İslâm"a... Ne hikmetse, sırf "Türk"e karşı oldukları için, "İslâmcı" cenah, adamların "İslâm" düşmanlığını görmezler, "Türk" düşmanlığında birleştikleri için, Türkiye'nin bölünmesini isteyenlerle aynı safta birleşirler. Dönün geriye bakın... Kimler kimlerle yan yana fotoğraf vermişlerdi?
PKK bildirisine imza atan akademisyenler ilk başta sıkı takip edilirken, sonra gevşetildi. Hatta YÖK Başkanı -Reis'in has adamıdır- üniversitelere yazı göndererek PKK'lı akademisyenler hakkında işlem yapılmasını istemişti. Kocaeli Savcılığı, PKK bildirisinin nereden çıktığını tespit emiş ve Kocaeli Üniversitesi'ndeki PKK bildirisine imza atan akademisyenlerin suç dosyalarını İstanbul'a göndermişti. Kocaeli Savcılığı'nın tespitine göre, merkez Boğaziçi Üniversitesi... Ne oldu soruşturmalar? Peşlerini bırakırsanız, adamlar cesaretlerini toplar, hamle üzerine hamle yaparlar.
Reis, sık sık bir "üst akıl"dan bahsediyor ya... O üst akıl Avrupa'dır, Avrupa'nın şuuraltındaki Haçlı zihniyetidir. Bu "üst akıl", "Silâhlı militanlar cepheden, kalemli militanlar cephe gerisinden…Saldırın! Arkanızda biz varız. İşsiz kalmazsınız, aç kalmazsınız, yeminizi veririz!" diyor.
Bu kadar şehit verirken, cephe gerisi hareketlenmeler görmemezlikten gelinemez ve hiçbir surette de, PKK'nın kanlı eylemlerinin desteklenmesi, güvenlik güçlerimize -hâliyle devletimize- katliamcı denmesi "fikir hürriyeti" olarak gösterilemez. (Kaç defa bildirinin metnini buraya aldık. Kandil'in bile bu kadarını yazmaya cesaret edemeyeceği bir metin!) İsterse üniversitedeki 40 bin öğretim üyesi bu metni imzalasın, hepsini bir kalemde silmek bu devletin aslî vazifesi olmalıdır. Çok şükür ki, satkın imzacılar 1128. (Yarısına yakın yurt dışından. Sonra rakamın 2220 dolayına çıktığını söylediler.) Hepsini atın. Üniversitelerde açık olmaz. Ben kendi adıma söylüyorum... Akademik hayattan gelmeyim. Gazetecilik, edebiyat, dilde ne kadar ders yüklerseniz yükleyin! Benim iki büyük çocuk, uluslararası ve hukuk sahalarında üniversitede ders veriyor. Onlar adına da söylüyorum; fazladan derse girerler.
İnsanlarımız canlarını veriyorlar, biz yük almışız, sözü bile edilmez. Çok insan eminim her türlü fedakârlığı yapacaktır.
Reis de, Başbakan Binali Yıldırım (Muhtemelen bugün koltuğuna oturur.) da, kesin bir dille "PKK bitirilecektir!" dediler. Biz bu kadar tenkit ediyoruz ama ülke bütünlüğü söz konusu olunca akan sular durur. Kalemimizle kayıtsız şartsız Saray'a ve Ak Parti Hükûmeti'ne destek veririz.
Ne yapsanız Avrupa'ya yaranamazsınız... Bir şartla yaranabilirsiniz; PKK'ya resmî hüviyet verdikten, yani bölündükten sonra. Zaten o zaman Türkiye kalmayacak.
Biz doğru bildiğimiz yolda yürümeliyiz. Cephe gerisi kesinlikle sağlama alınmalıdır.
PKK/HDP'liler, kaçmazlarsa, mahkemeye çıkartılacaklar. Sıra PKK bildiricisi akademisyenlerde; görmemezlikten gelinemezler!
Sağ sol liberaller, hemen kaleme sarıldılar; keşke böyle olmasaydı falan... Ne olmalıydı? PKK'yı kollamalarına göz mü yumulmalıydı?
Mustafa Kemal, zamanında, savaşmaktan başka çare bulabildi mi? Mücadele etmezsen sen yok olursun!