PKK içeri, Ankara dışarı!
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden niye geldi?
Bir sürü danışmanı, bir sürü korumasıyla bu kadar yol tepip, bu kadar yorgunluğa katlanıp herhâlde bir netice almadan dönmeyecektir.
Sanki Türkiye'de olup bitenleri, Türkiye'nin hassasiyetlerini bilmiyor. Amerika her zaman ince eleyip sık dokumuştur.
Washington'da hesaplar, Ortadoğu'da İsrail'e yakınlık ve uzaklığa göre yapılır. İkinci bir unsur eklendi. Siyasî Kürtçülük... Ezelden beri Barzanî kollanıp gözetilmiştir. İlk fırsatta devlet kurdurulmak isteniyor. İsrail tam destek verdiğine göre, Washington'un "evet" demekten başka çaresi yoktur. Ama Suriye'de PYD/PKK türedi.
ABD PYD'yi dostu kabul ediyor. Rusya da öyle. PYD zaten Şam'ın işbirlikçisi.
Barzanî bu sıra zor durumda. Petrol gelirleri düşünce, para muslukları kısıldı. Bağımsızlık ilân edeceğini söylüyordu. Zor eder.
Barzanî ABD bize para versin, IŞİD karşısında çarpışamıyoruz, diyor ama ABD oralı olmuyor. Silâhlar PYD/PKK'ya atılıyor. PYD'ye yollanan silâh Ankara'ya doğrultulmuş silâhtır.
Bu neyi gösteriyor? ABD'nin uzun vadeli planını... Barzanî her an gözden çıkarılır ve kendi eliyle bize teslim ettiği A. Öcalan'ın adamları devreye sokulur.
Evvel de savundum... Kuzey Irak en iyisi Türkiye'ye bağlansın. Türkiye, stratejisini buna göre yapsın. Tabiî böyle derken Güneydoğu'muzla bütünleşeceğini akıldan çıkarmıyorum. Kuzey Irak bize bağlanırken muhakkak statü de isteyecektir. Kuzey Irak, Barzanî'den ibaret değildir. Türkmenler çok mühim bir yekûn tutar. Statü belirlenirken Türkmenler için ayrı bir fasıl açılacak "Barzanî, al Türkmenler de senin!" demeyecektir.
Haberlere bakılırsa Biden, temaslarını İstanbul'dan yürütüyor. Saray'a gitmemek için Ankara'ya geçmeyecekmiş,
Eğer haber doğruysa Biden'i kovun gitsin! Saray bizim ve tartışma da bizim aramızda; Biden'a ne!
Bu satırların yazarı "Saray"a ve Çamlıca'da yapılan "sultan" camisine şiddetle karşıdır. ("Camii" değil. "ayın"ı aradan atıyorum ve "camisi" diyorum. Yine "mevzuu" değil; "mevzusu", "mısraı" değil; "mısrası"... Türkçede "ayın" yok!) "Tartışmalı saray" laflarını geçin siz. Bu saray da, bu cami de lükstür; kişiyi tatminden öte bir mana taşımaz.
(Yeri değil ama söz camiye geldi. Yazmazsam olmaz! Cumaları insanların çektiği perişanlığı bir görün; dışarıda naylonlarda, hasırlarda; yağmur altında, kar altında ibadet etmeye çalışıyorlar. Bunlara bir çare bulunması gerekir önce... Çamlıca'daki caminin halka yarar bir tarafı var mı?! Diyanet! Ensestin sınırlarını tayin için, üstelik Kur'ân'a aykırı zorlama fetvalara kafa yoracağına, insanların cami önlerindeki perişanlıklarına çare bul. Ben çoklukla bir alışveriş merkezinde bodrum kattaki camiye gidiyorum. İnsanlar araba park yerine taşıyorlar. Bir acemi firen yerine, gaza bassa faciayı siz düşünün!)
Biden'a dönelim. Adam, Türkiye'yi müstemlekesi sanıyor. Akademisyenlerin PKK'yı destekleyen bildirilerine arka çıkıyor. "PKK haklı" demekten başka fikirleri olmayanları İstanbul'a ayağına çağırıyor. Kendisince bir denge kurmuş, arada MHP'yi harcamak istemiş ama MHP'liler uyanık davranmışlar ve Biden'i reddetmişler.
ABD'nin tavrı net: PKK içeri, Ankara dışarı!