PKK azdı!
Suruç saldırısı gerçeği örtmesin... PKK ne zamandır yakıp yıkıyor. HDP, “Mevzi bir saldırıdır; geçer, asker saldırdı, gerilla misilleme yaptı” diyor, PKK’ya toz kondurmuyor. (HDP/PKK’li başkan Selahattin’in konuşmasını hatırlayın. Nazlı Ilıcak Hanım, dün köşesinde Selahattin’i yine öve öve bitirememiş. Lütfen! Bir bağlamaya milleti satmayalım!)
Önceki gün Adıyaman’da bir askerimiz şehit düştü, iki askerimiz yaralandı. Hemen her gün iş makinelerinin yakıldığı haberi geliyor.
PKK’nın askere silâh sıkması, Suruç katliamının da önündedir. Bunu asla unutmayın! Gevşetirseniz, PKK 1980’lerin, 1990’ların katliam günlerine dönecektir. Hatırlayın: Kaç bebeğin canına kıydılar, insanlarımızı ailece yok ettiler.
HDP/PKK’dan Gaziantep milletvekili seçilen Celal Doğan, Suruç’taki patlamayla ilgili: “Günlerdir söylüyoruz; terörle yatağa girmenin hiçbir faydası yoktur. Teröre destek verip, Suriye’deki hükûmeti, rejimi devirme anlayışının geldiği nokta bumerang gibi bizi vurmuştur.” diyor.
Terör sadece IŞİD! PKK yok!
Bu zat aşırı solun prototipi. Dev-Genç’lilikten, CHP’liliğe evrilip sonra HDP/PKK’da karar kılıyor. Neden aşırı sol bu kadar aykırı ve neden hep Türk birliğinin karşısında?! Aykırılığın kökü yine eski Sovyetler’e dayanıyor. Sovyetler’de en büyük topluluk Türklerdi. “Türk” deyince komünist Sovyet despotlarının ödü patlıyordu. Sanki Rus işgalindeki Türkler Türkiye’den cesaret alıp ayaklanacaklar! (Sovyet despotlarının korkularının yersiz olmadığını söyleyebilirim... Türk devletlerinde dolaştığım, bir süre kaldığım ve bir üniversitede ders verdiğim için biliyorum. Sovyetler’in “Bozkurt” korkusunu yayınlardan okuyan Türk aydınlar muhalifinden muvafıkına varıyorlar; “Komünist despotlar kötülüyorsa bunlar iyidir.” diyorlar ve Türk milliyetçilerine sempati duyuyorlar. Bu görüşlerini bana ifade ettiler.)
“1944 Irkçılık Turancılık Davası” da Stalin korkusundan. (Bu dava yukarıdaki bahsettiğim gelişmenin başlangıcıdır.)
Sovyet despotları Türkiye’de komünist hareketleri lehlerine kullanmışlardır. Türkiye’de “komünist” olup da, Türk birliğini, ülke bütünlüğü savunan bir kimseyi ne gördüm ne duydum. (Çok ülkede sordum soruşturdum... Onlar ülkeleri için komünist; bizimkiler ülkelerine düşman!)
Suruç katliamında hayatlarını kaybeden gençler, Sosyalist [komünist] Gençlik Dernekleri Federasyonu mensuplarıymış.
300 dolayında genç, HDP/PKK’lılarla birlikte Suruç’a gitmiş, orada güya “Kobani” dedikleri Aynü’l-Arab’a geçip kasabayı ihya edecekmiş.
Türkiye’de, bölücülerin çoklukla mensup oldukları etnisite ile ilgisi olmayan bu insanlar neden acaba “Kobani” (Dolayısıyla PKK) diye yanıp tutuşuyorlar?
Onların ağa babaları Celal Doğan yukarıda anlattığım gibi, nasıl yanıp tutuyorsa öyle yanıp tutuşuyorlar.
Bunların tecrübesi ne ki Aynü’l-Arab’a gidip bina kuracaklar? Gençler kandırılıyorlar, cepheye sürülüyorlar. Suruç’ta ölen ve yaralanan gençlerin ailelerinin hesap soracağı merci IŞİD’den önce HDP/PKK’dır.
İki hususta ısrarlıyım: 1. “Kobani” yıkılmalıdır! (Burası A. Öcalan’ın ilk çıkış yeri. PKK onun için kutsuyor); 2. HDP kapatılmalıdır! (Silâhlı gücü olan bir parti düşünülebilir mi?!)