‘Parti kapatılamaz mı?!
Recep T. Erdoğan, -şimdilik- PKK’nın üzerine kararlılıkla gidiyor. (Bu mücadele AKP’ye tek başına iktidar yolunu açsa dahi ’17/25 Aralık’kâbusundan kurtulamayacaktır!)
R. T. Erdoğan’ın “kelle”den “şehit”e gelmesi bir merhaledir. (Avustralya’nın SBS radyosu, 4 Ocak 2000.)
(Nereden nereye! “Şehit cenazelerinden medet umuyor.” anlamında “MHP, şehit cenazelerini istismar ediyor.” demişti! Ak Parti 1. Olağanüstü Büyük Kurultayı, 27 Ağustos 2014).
R. T. Erdoğan, işlediği günahlarda ısrar etmemiş, HDP/PKK ile iş birliği hatasından dönmüştür.
Kur’ân’ın hükmü: “Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, peşinden hemen Allah’ı anar, günahlarının affedilmesini dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim affedebilir ki? Bir de onlar, bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmez, o günahları sürdürmezler.” (Âl-i İmrân, 3/135).
İllegalite dümdüz edilirken zâhirde legal görülen, bâtında illegalitenin ta kendisi olan parti de dümdüz edilmelidir.
R. T. Erdoğan, son tayyare muhabbetinde HDP için diyor ki:
“Siyasi partilerin kapatılmasına her zaman karşı oldum. Tezim şudur: Gerçek kişi ile tüzel kişiyi ayırmamız lâzım. Gerçek kişi bir suç işliyorsa bedelini ödemeli. İster siyasette, ister siyaset dışında. Hangi siyasi parti olursa olsun, birisi ceza gerektirecek bir suç işliyorsa, bunun cezasını çekmelidir...”
“Suç işleyen cezalandırılsın!” Amennâ!
Başından beri ben de bunu savundum. Ama HDP’yi “demokrasi” nin bir unsuru sayabilir miyiz? Silâhlı grubu olan bir partinin faaliyet göstermesi dünyanın neresinde görülmüş!
6-8 Ekim hadiselerini kışkırtan HDP’nin eş başı Selahattin’dir. Kışkırtmalara katılanlar da, “PeKeKe canımız ciğerimiz.” diyenler de, sırtlarını kanun dışı örgütlere dayayanlar da (eş baş Figen’in incileri!), kendilerini “direniş hareketi” görenler de (eş baş Selahattin’den sâdır!) onlar. Son hadiselerde HDP’li ilçe ve belediye eş başları tutuklandılar.
“Halkların Demokrasi Partisi” adı bile kapatma için bir sebeptir!
Anayasa’nın 68. ve 69. maddelerini tekrar tekrar okudum, Ayrıca Prof. Dr. Kemal Gözler’in “Parti Kapatmanın Kriteri Ne? Parti Kapatmaya Karşı Anayasa Değişikliği Çözüm mü?” başlıklı makalesine bir daha göz attım. (Türkiye Günlüğü, S. 93, Bahar 2008.) (İnternette bulabilirsiniz.)
Kemal Gözler’in makalesinin özü: Bu maddelerle, biraz da Anayasa Mahkemesi üyelerinin meşrebine bağlı olarak partiler kapatılabilir.
Prof. Dr. K. Gözler, “Venedik Komisyonu kriterlerine göre, bir siyasî partinin kapatılabilmesi için o siyasî partinin ’şiddet kullanmayı savunması’ veya partinin ’bir siyasî araç olarak şiddet kullanması’ durumunda söz konusudur.” diyor.
İspanya’da Herri Batasuna bu kriterlere göre kapatıldı. HDP çoktaaan kapatılmalıydı!
Kimse çıkıp “Parti kapatılmasına karşıyım.” diyemez ve kimse mahkemeleri etkileme yoluna gidemez. Şu anda zaten mahkemeler güdümlü. Kalkıp “Şunu yapın, bunu yapmayın!” derseniz hâkimleri hepten ürkütürsünüz!
Madem bir işe başladınız sonuna kadar götürmelisiniz!