'Paralel' ipiyle çıkabilecek mi!
Ak Parti'yi bir gaile aldı ki, sormayın gitsin. MHP'nin Mevcut Genel Başkanı'nı muhalifler düşürecek diye ödleri patlıyor. Muhalifler düşürürse, AK Parti eriyecek. Mevcut Başkan'ı kendilerinin düşürmeleri gerek. Bir timsahın av heyecanı içindeler; MHP'nin etlerini dönene döne lokmalamak istiyorlar.
Bekir Bozdağ hemşehrim 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin muhalifler lehine verdiği karar için diyor ki: "Mahkeme eliyle siyasi tasarruf olmaz!"
Ne yapalım Bekir? Kaldıralım başında olduğun bakanlığı... Bütün ülkeyi etnisitelere, aşiretlere, cemaatlere, tarikatlara pay edelim! Her grup kendi meselesini halletsin... Bir "siyasî İslâmcı" mülevves fikirlerine "Medine Sözleşmesi"ni âlet ederek, "Herkes kendi hukukunu kursun." demişti. Maksadı etnikçi siyasîlere yol açmaktı. "Türk" deyince o mülevves fikirli zatın midesine ağrılar girer çünkü.
Bekir seninle en son ne zaman atışmıştık? Bir şehit cenazesi meselesinden dolayı. Yerköy'de, şehidin namazı senin yüzünden yarım saat geç kılınmıştı. Bunları yazınca çok kızmış ve haber göndermiştin: Asla geç kalmadım! Ama o sıra ben de oradaydım. Sana mı inanıyım, kendime mi? demiştim.
"Mahkeme karışmamalı, demedim." diyemezsin. Senin ağzından bizzat duydum.
Bekir, hangi bürokratını, Saray adına, mahkemeyi etkilemek için kime gönderdiğini de biliyorum. Bu sözünü söyledikten sonra Yargıtay'a da hangi bürokratlarını göndereceğini bilmek zor değildir!
Mevcut MHP Genel Başkanı da muhakkak Bekir gibi düşünüyordur. Yoksa neden hukuku yok saysın ki!
Mevcut Başkan, Ak Parti'nin has adamlarıyla kol kola... Hüseyin Kaya diye birini bizzat davet etmiş, görüşelim, demiş. Ak Parti'nin bir hukuk derneğinin başı bu zat. Kongre kararının Yargıtay safhasında ne diye görüşülür AK Parti'nin adamıyla?!
Nereden nereye? Denize düşen yılana sarılırmış.
17/25 Aralık için: "Ver Bilal'i al iktidarı!" diyordu. "Hilâl düşerken Bilal yükseliyor." diyordu...
Kişileri çocukları üzerinden suçlamaya hiç itibar etmem. Tapelerde adları geçtiği hâlde, zaruret dışında, o da bir iki defa, R. T. Erdoğan'ın çocuklarının adını bu köşede yazmadım. İnsanın en kıymetli varlığı evlâdıdır. Üstelik, bir babanın hatası, evlâdını istenmeyen mecraya sürükleyebilir. Baba dururken evlâdı öne çıkarmak!... İnsan biraz düşünür!
Mevcut Genel Başkan, R. T. Erdoğan'ın üzerine gitmek için, can evinden vurmak istemiştir. Şimdiyse... Aman Allah'ım! Koltuğuna tutunabilmek için, Saray'ın adamlarıyla teşrik-i mesaide! Ve Saray'ın jargonuyla konuşuyor.
Meral Akşener, önceki gün CNNTÜRK'teydi. Akif Beki'yi burada tebrik ediyorum. MHP üzerine en çok haberlerin çıktığı gün, muhalif bir ismi davet etmiş ve cevap hakkını kullandırmıştır. Meral Akşener Mevcut MHP Başkanı'na "17/25 Aralık kumpas mı, yolsuzluk soruşturması mı?" diye soruyor. Ben de daha önce buna dikkat çekmiştim. Mevcut Başkan R. T. Erdoğan'ın "paralel" ipini sarılınca, 17/25 Aralık'ı yolsuzlukların faş edildiği gün saymayacaktır!
Ne desem şimdi! Söz buluyorum ama söylemek istemiyorum!
Mevcut Başkan'ın has adamı Celal Adan Ülkücülere "nesebi gayr-i sahih" demiş. Yarın görüşeceğiz!