Onlar hep haklı..
İşte bu.. Her zaman olduğu gibi Tayyip Erdoğan hükümeti gene haklı. Gene haklı çünkü kesinlikle yanlış yapmaz bu arkadaşlar.
İşçiler açlık grevinde değil mi?
Bilin bakalım kim haklı.
Onlar.
Meclis’te kavga var değil mi?
Söyleyin bakalım kim haklı?
Gene onlar.
Peki, koskoca Başbakanlık yardımcılığı koltuğunda oturan eski Meclis Başkanı olan zat, bir hanım milletvekilinin odasına bodoslama dalarsa, bu nezaketsizlik karşısında sizce kim haklı olabilir?
Hiç şüphesiz ki onlar.
İşçileri tehdit eden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olan kimsenin hep haklı, kendine muhalif olanların her şart ve zeminde daima haksız ve kusurlu olmasının izahı var mı?
Var tabii.
Palavradan kim ölmüş..
Düşünebiliyor musunuz kendisine peygamber gözüyle bakıyor yandaşları. İki yıldır itirazı yok zatın. Biri çıkıp da yüreklilikle haykırınca gerçeği, seninkilerin hepsinin tepesi atıyor.
Al sana kavga.
Ya şimdi kim haklı sizce?
Aynen içinizden geçtiği gibi: Elbette onlar!
Gemicikler alınıyor, tüm finans sektörleri tek tek yabancılara satılıyor, insanlar suçunu öğrenemeden hapishanelerde çete davasından ölüyor gene bunlar haklı.
Hep haklılar. Adamlar işçinin fabrikasını yabancıya satıyor. Yetmiyor “zarar ediyor, sattık” dedikleri tütün şirketlerinin tepesine işçiyi azarladıkları gün kendi oğullarını getiriyor. Buna rağmen bunlar daima haklı, “Arkadaş ekmeğimizi istiyoruz. Gelirimiz düşürülmesin” diyen işçiler haksız.
İktidardaki mağdurlar, ortalığı tertemiz ettik diyorlar ama, “GATA’ya giremedik” diye de ağlıyorlar.
Kardeşim.
Onlarca darbe planı ortaya çıkartmakla övünüyor, “olmazları oldurduk” diyerek demokrasi havarisi kesiliyorsunuz; dilediğiniz kadar subayı yargılıyorsunuz. Bulun bir kılıf GATA’yı da yargılayın, çözün şu başörtüsü meselesini. Girin içeri. Ne ağlayıp sızıldanıyorsunuz.
Yoo ona yaklaşmazlar.
Gücü ordu içlerinde görev başındaki subaylara kadar herkesi bir biçimde darbe çağırtkanlığı ile sorgulamaya yetiyormuş da her nedense şu GATA’ya yetmezmiş.
Yetmez tabii. Yeterli olsa da yetmez. Çünkü orası halk vicdanına tesir ediyor. Orası oy kazanma kanalı. Zorlanınca sarılacak yegâne alan. Oy kaynağının çıbanbaşı. Halkı aldatmanın en basit ayar noktası. Bu sebeple oraya dokunamazlar.
Gördünüz mü yine onlar haklı biz haksızız.
İşte size bir örnek daha:
Domuz gribi geliyor. “Günde onlarca kişi ölecek” diyerek hepimizin yüreğini ağzına getirdiler.
Hatırladınız değil mi?
Peki, nerede o grip?
Birden bire yok oluverdi.
Peki, aşılara hazineden ödenen paralar kimin cebinde?
Ve kaç liradır sizce?
Milyonlarca dolar. İşte o milyonlarca dolar çöpe gitti. Çar çur edildi.
Mağdur iktidar sahipleri sanki hiçbir şey olmamış gibi yine suyun yüzündeler ve yine onlar haklı.
Başbakan “Ülkede benden başka herkes haksız ve tüm muhalefet yalancı, ülkeyi felakete sürüklüyor” demeye getiriyor.
Kısacası Muhalefetsiz rejim istiyor. Yani diktatörlük. Çünkü o her zaman haklı, biz her zaman haksızız. Muhalefet fazlalık. Mide bulandırıyor. Çıbanbaşı.