‘Ömründe Ömürler Yaşadı’
Türk Kültürüne Hizmet Vakfı “2023 Cumhuriyetin 100. Yılına Armağan Yayın Projeleri” çerçevesinde “Kültürümüzün Temelini Oluşturan Değerli İnsanlarımızın Biyografileri”ni yayınlıyor. Toplam 81 eser. En son “Ömründe Ömürler Yaşadı Yılmaz Öztuna” kitabı çıktı (Büyük boy, ciltli. 340 s.)
Yılmaz Öztuna’nın (1930-2012), biyografisi verilirken “tarihçi, siyasetçi, müzikolog, gazeteci ve yazar” diye sıralanır.
Yılmaz Öztuna’yı ortaokul sıralarındayken ilgiyle takip ettiğim Hayat Tarih Mecmuası’ndan bilirim. Derginin sahibi Şevket Rado, neşriyat müdürü ise Yılmaz Öztuna idi.
Yılmaz Öztuna kitabının yazarı A. Yağmur Tunalı. Yağmur Tunalı imzası kitaba ayrı değer katıyor.
Yağmur Tunalı, şair, yazar, televizyoncu... TRT Avrasya’nın (Şimdiki AVAZ) kurucularından ve koordinatörlerinden. TRT’yi Türkmenistan’da, Özbekistan’da da temsil etti. Birçok kitaba imza attı. TRT’de ünlü isimlerle yaptığı röportajları kitap olarak yayınladı. “Bittiği Yerde Başlar’da, Cumhuriyet’ten önce doğan 16 aydınla röportajları, Devler Geçti Bu Yollardan, 6 kültür ve sanat adamıyla konuşmalarını kâğıda döktü.
Yağmur Tunalı’nın “Kavga Yılları” hatıra kitabı ise, 1970’li yıllara ışık tutuyor.
Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nın yayınlarına T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı da destek veriyor. “Takdim” yazısı Bakan Mehmet Nuri Ersoy’dan.
Eserde, Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Başkanı Av. Şerafettin Yılmaz’ın ve vakfa maddî destek sağlayan Tevfik Yamantürk-Müşfik Yamantürk’ün iki ayrı “Sunuş” yazısı yer alıyor.
Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Başkanı Av. Şerafettin Yılmaz “Sunuş” yazısında önemli bir noktaya işaret ediyor:
“Ciddî monografi ve biyografiler yazılmadıkça tarih yazıcılığı da mesafe alamaz. Biyografiler, genel tarih yazıcılarının işlerini ve hüküm vermelerini kolaylaştırır. Bir şahıs hakkında sürekli tekrarlanan yanlış bilgiler ve kanaatler, ancak derinlemesine yapılan araştırmalarla düzeltilebilir. Genel tarih yazıcıları, değinmek zorunda oldukları her konuyu inceden inceye araştıramayacakları için biyografik ve monografik çalışmalara ihtiyaç duymaktadırlar.”
Tevfik Yamantürk-Müşfik Yamantürk, “Sunuş” yazılarında yayınlara katkılarını hatırlatmalarını önemli görüyorum:
“Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, ülkemizin bilginlerine ve aydınlarına geçmişte Türk milletine çeşitli hizmetlerde bulunmuş kişilerin biyografilerini yazdırarak hem o kişilere vefa borcunu ödemeye hem de onların unutulmasını önlemeye ve yaşadıkları süre içinde yapıp ettiklerini insanlara bir kez daha hatırlatmaya çalışmaktadır. Vakfın bu çabasının somutlaşarak insanlara ulaşmasını sağlamakta katkımız olması, bu ülkenin insanı ve Türk milletinin mensubu olarak bizleri mutlu edecektir.”
Keşke imkânı olanlar, evveli ben ahiri ben demeden Tevfik Yamantürk-Müşfik Yamantürk gibi hizmet yarışına girseler.
***
Yağmur Tunalı, “Ömründe Ömürler Yaşadı Yılmaz Öztuna”nın “Sözbaşı”nda “Biyografi zor iş” ara başlığı altında “Bizde biyografi alanı gelişmemiştir. Zorlukları vardır.” der ve şöyle devam eder:
“Bilen bir kimse için, bir konuda uzmanlaşmış kişiyi anlatmanın da özel zorlukları vardır. Kişi aynı kişidir fakat bakışlar değişir. Yazana göre değişen bakışlardır. Kişiliğini yapan unsurları tespit edecek ve unsurlarına ayıracaksınız. Bir bütünün parçaları hâlinde bütüne göre incelenecek, anlatılacaktır. Yılmaz Öztuna'nın bir kişide bulunduğuna hayret edilecek taraflarını ayırmak ve birleştirmek için belki ayrı ayrı kitaplar yazılmalıdır. Onları birleştiren bir biyografik çalışma ondan sonra geldiği takdirde, kavrayıcılığı tatminkâr, yorum ve değerlendirmeleri sağlam bir metin ortaya çıkacaktır. Bu da yazar meselesidir.
Doğru bilgileri sıralamakla bir insan anlaşılmaz. Anlaşılmayı sağlayan bakışlardır. Edebî ölçülerde de, ilmî biyografi dedikleri tarzda da yazılsa öyledir. Neticede tarih de yorumdur. Özgün yorumlarla yazılan kadar yazarı da tanırız. Yazanın kendini katmadığı biyografi olmaz. Esasen, sosyal bilimlerde ve ona dair konular da kaçınılmaz bir durumdur. İlim görüşüne ve yazışına imrendiğimiz tarihçiler de ‘soğukkanlı değerlendirme’lerini kendi seçim ve yorumlarıyla yaparlar. Objektif yorumların çizdiği portreler içinde de yorum vardır.
Her biyografide eksikler, her kitapta olandan daha fazla görülebilir fazlalıklar da görülebilir. Objektif biyografi kolay yazılmaz. Öztuna'nın ‘Biyografilerde hiçbir şey gizlenmemeli’ görüşü de her yerde tam uygulanamayabilir. Diyeceğim o ki, her bakımdan zor ve zorlu bir işe giriştiğimin farkındayım. Onu anlattığım iddiasında olamam. Fakat şahsiyetini bir ölçüde hissettirdiğimi söyleyebilmek benim için yeterlidir. Bunu yapabildimse kendimi iyi hissedeceğim.”
Yağmur Tunalı kitabında “Öztuna’nın âbidevî eserleri hakkında hak edilmemiş üsluplarla eleştiriler yaygındır.” der ve onun yazı verimi üzerinde durur:
“Öztuna, kendi ifadesiyle (1989) 120 eser vermiştir. Bu tarihten sonra çıkanlar, tekrar ve genişletilmiş, gözden geçirilmiş yayınlardır. Kubbealtı Neşriyat’tan çıkan 2. Abdülhamid Zamanı ve Şahsiyeti bu sayıya eklenebilir. Yazdığı makale ve fıkralarla beraber bu eserlerin sayfa sayısı yüz bini aşar. Yüz bin sayfayı daktilo etmek için bile ortalama bir ömür gerekir. Yazılmasını anlamak kolay değildir. Çok yerde yazıldığı ve söylendiği gibi şaşırtıcılığı, bilinen ölçülerle izah edemeyince mucizeli bir iş demeye varan sözler edilir.” (s. 217)
***
Yağmur Tunalı’nın “Ömründe Ömürler Yaşadı Yılmaz Öztuna” kitabından sadece ünlü tarihçimizin iç dünyasına girmiyoruz; biyografi nasıl yazılır, onu öğreniyoruz.
Okumak lâzım.