Öğretmenler -cağız, -ceğiz’le oyalanamaz!

Daha İstiklâl Savaşı verilirken, eğitim-öğretim öne çıkarıldı. Dün bahsettim, 1921 yılının ortasında, Ankara’da, bütün tehlikeler göze alınarak, kadın-erkek 250’den fazla öğretmenle Maarif Kongresi yapıldı, demeyeyim de başlatıldı. Çünkü düşman saldırısını artırınca, kongre bitirilmek zorunda kalındı.

Burada Mustafa Kemal’in cepheden gelerek yaptığı konuşma tarihîdir ve bugüne de ışık tutar.

Şimdi öğretmenler, paspasçı, şimdi öğretmenler garson, şimdi öğretmenler inşaat işçisi...

Okullarda iş bulanlar karın tokluğuna çalıştırılıyorlar. Fukaralığı böyle anlatırlar ya... Karınlarını bile doyuramıyorlar.

“Düşman” ancak öğretmeni böyle bir derekeye indirir. Benzerlikler sizi şaşırtacaktır:

“İşgal altında bulunan İzmir'de de okul ve öğretmenlerin, durumu çok sıkıntılıydı. Yunan Fevkalade Komiserliği'nin İzmir ve yöresinde Türk ilkokullarının yönetimi ile ilgili olarak çıkardığı kararnamenin 14. maddesi, ilkokul öğretmenlerinin atamaları ve yer değiştirmeleri ile ilgiliydi. Bu maddeye göre fevkalade komiserlik istemedikçe hiçbir öğretmenin ataması yapılmayacak, yeri değiştirilmeyecekti. Yine İzmir’de kurulan Mahalli Yunan İdaresi, öğretmen aylıklarının önceden olduğu gibi mahalli idare tarafından verilmeyeceği kararını alması üzerine Türk okulları ve öğretmenler parasızlıktan çok zor duruma düşmüşlerdi. Okulların bir kısmı Yunanlılar tarafından el konulup kendi işleri için kullanılırken, birçok okul da Yunanlılar tarafından sebepsiz yere kapatılmıştı. Bu baskılar üzerine öğretmenler haklarını savunmak için bazı toplantılar düzenleyip, kararlar almışlarsa da okulları kapatıldığı için maaşları kesilerek yokluğa ve açlığa mahkûm edildiklerinden fazla etkili olamamışlardır.” (Erol Kapluhan, “Hazırlık (Kurtuluş Savaşı) Dönemi Eğitim Politikaları Ve Eğitim Faaliyetleri”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dergisi, C, 1, S. 1, 2016)

Sanki öğretmenler, “düşman”ın pençesinde. İmam Hatipliler önde... Diğer okullar üvey. Kadrolu öğretmenler, bile seçiliyor. “Mülakat” dedikleri, sen bizdensin, sen bizden değilsin seçimi, Yunan işgalcilerinden ne kadar farklı?

***

Öğretmen öğreticidir. Sıkıntısı olan öğretmen nasıl öğretici olabilir?

Devlet okullarına tayin edilmeyen öğretmenler ister istemez özel okulların kapısını çalıyorlar. Kaliteyi kâr hırsının önüne çıkaran özel okulları ayrı tutuyorum. Çoklukla nereden nasıl kısarız da daha fazla kâr ederiz, diyen birçok özel okul yöneticileri, öğretmenlerin haklarını kesebildikleri kadar kesiyorlar.

Sadece özel okullar mı? Ya devletin sözleşmeli öğretmenleri? Neden kadrolu değil de sözleşmeli?! Aynı sınıfta ders veren öğretmenlerin bir kısmı kadrolu, bir kısmı ücretli... Ücretlinin aylığı çok düşük. Bunun hiçbir izahı olamaz.

Özel okullarda ders verenler, en fazla asgarî ücret alıyorlar. Asgarî ücret açlık sınırının altında. Üstelik bu öğretmenler yaz tatilinde çoklukla işten atılıyorlar.

İnsanlar ne yapacaklar, ot mu yiyecekler? Ya evliyseler? Eve tek aylık girerken, aylığı kesildiyse? Allah korusun... Olacak şey değil.

Maarif Nâzırımız Müderris-i Ûlâ Yusuf Tekin, günlerdir dertlerini anlatmak isteyen özel okul öğretmenlerine, işsiz kalmış öğretmenlere dönüp de bakmıyor, yol üzeri karşısına gelirlerse, -cağız, -ceğizli bir iki laf ediyor.

Öğretmenler bütün okullarda eşit olmalı. Aynı aylığı almalı. Ayırım hiçbir surette düşünülemez. Az aylıklı öğretmenin yetiştirdiği, çok aylıklı öğretmenin yetiştirdiği diye bir ayrıma tâbi olunamaz. Geçim sıkıntısıyla derse girenler, kendilerini öğretmeye ne derece verebilirler?

2023-2024 eğitim-öğretim yılında 71 ilde ücretli öğretmen sayısı 66 bin 780. Sadece İstanbul'da 17 bin 411 ücretli öğretmen çalıştırılıyor.

Millî Eğitim’de öğretmen açığı o kadar çok ki... TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan: “Ülkemizde öğretmen açığı sorununu ortadan kaldırmak için 2024 yılında en az 92 bin atama yapılması elzemdir.” diyor.

Tayin edilen öğretmen 20 bin. Aradaki fark nasıl kapatılacak?

Silifkelikurt Mustafa Arslan’ın mısralarıyla ideal öğretmen:

“Bizlere fidanlığı emanet ettiler / Fidanlığın özelliğinden bahsetmediler / Elimize unu susuz verdiler / Bize peksimet yapıver dediler / Çünkü öğretmeniz biz!

Aldık elimize kupkuru unu, can fidanlığı. / Sonra, ortadan kaldırıverdik bulanıklığı. / Minik yüreklerin, gözlerinden okuduk aydınlığı. / Anladık ki kurutuvermişiz, onca bataklığı. / Çünkü öğretmeniz biz!

***

İrfan ordusu yenilirse ülke çöker. Bunu bir akıl etseler!..

Yazarın Diğer Yazıları