O gece...
Uyuyamadım o gece. Uykularım bölündü kaç kere. Zihnimde alnına kurşun sıkılarak öldürülen Uygur Türkleri vardı.
Umurçi sokaklarında öldürülen kadınlı erkekli görüntüler hiç gitmedi gözümün önünden.
O gece ben kaç kere uyandım irkilerek bilemiyorum.
Türklüğümü yüreğimde hissetim, kanadı içim..
Yeryüzünü, insanlığı aradım o gece.
Haber kanallarını bir bir gözledim. İç ve dış hükümetlerin tepkilerine baktım. Sokakları aradı bakışlarım.
İnsanlık uyurken, Uygurlar öldürülüyordu.
Ve dahası bir toplum öldürülürken yeryüzünden hiç ses çıkmıyordu.
Ne hazin!
Müthiş bir sessizlik...
Anladım ve bir kere daha inandım ki ıstırap duyan benim.
Öyle ise ben Türk’üm!
Eğer Uygurlar sokak ortasında öldürülmeseydi; eğer canavar avlar gibi kadın kız, çoluk çocuk kurşuna dizilmeseydi, ben halen daha beşeri vicdanın gerçek olduğuna inanacaktım.
Anladım ve bildim ki yokmuş.
İnsan haklarını, özgürlükleri ve salt insanı savunan ideolojilerin varlığını hakikat bilecektim.
Yalanmış...
Fark ettim bir kere daha gerçekleri.
O gece çok düşündüm. Yatağımdan kalktım, evin içinde kaç kere dolaştım. Su içtim. Işıkları yakmadan gecenin karanlığına baktım. Bakışlarım kaybolurken karanlıkta, beynimin derinliklerinden tarihimiz geçti. Oğuz Han’ı gördüm. Tanrı Dağlarının en tepesinden bakıyordu.
Evlatlarının yarısı uyurken, bir yarısı boğazlanıyordu.
Çok şeyler söylüyordu; lakin ses geçirmez boşluktan anlayamadım.
O gece irkilerek uyandım uykumdan.
Ertesi gün hükümetin gür sesini aradım TV kanallarında. Ajans bültenlerinde.
Yoktu..
MHP miting düzenler herhalde
dedim..
Cızırtılı birkaç itiraz sesinden başkasını hiç duymadım.
Türkocağı şaha kalkar mı dedim.
Baktım ki sönmüş..
Ocakları sönen Türk nasıl şaha kalkar dedi yüreğimin bir köşesi.
O gece kaç kere uyandım irkilerek.
Gün açtığında minare aradım Sütçü İmam gibi haykıracak..
Yoktu..
Cemaat önderlerinin iman dolu sinesinden çıkacak yürekli bir seda duyarım sandım..
Tükenmişti..
Anladım sadece imanlar değil
vicdanlar kurumuştu.
Bir kere daha fark ettim: Türk
yalnızdı.
Kısacası insanlık katledilirken insanlar, Türklük katledilirken Türkler ve insanlık sessizdi.
O gece ben kaç kere uyandım irkilerek..
Karanlığa baktım, içinden geçerek arşa uzandım. Beynimde Kürşad’ın naraları canlandı. Çin sarayını basarken Kürşad yemin ederim ben de vardım.