Niğde Üniversitesi’nin akla ziyan soruşturması
Niğde Üniversitesi’nde “Yok artık!..” dedirtecek bir soruşturma var: “Sen neden Âkil Adamlar’a soru sordun?”
“Âkil Adamlar”, biliyorsunuz, Abdullah Öcalan/Recep T. Erdoğan ikilisinin müzakereleri/istişareleriyle teşekkül ettirilmiş PKK’ya meşruiyet kazandırma gruplarıdır.
Yani eski Hey’ât-ı Nasîha’nın zamane versiyonu... Eski Hey’et-i Nasîhacılar, 1919’da, belki Osmanlı anâsırında birlik sağlarız umuduyla yollara düzüldüler; ancak, basiretleri bağlandığı için bizi Sevr’e (20 Ağustos 1920) götüren yola taş döşediler.
“Âkil Adamlar” yıkımı gördükleri hâlde, kimi gerçekten PKK’lı olduğu için, kimi bir çıkar sağlama umuduyla bölgelere dağıldılar. Hemen her yerde protesto edildiler.
Niğde’ye ise Orta Anadolu Grubu gitti... Orta Anadolu Grubu’nda, tarihin karanlık sayfalarında yer alacaklarından aklıselim sahibi hiç kimsenin şüphe etmediği şu isimler bulunuyordu:
“Ahmet Taşgetiren (Başkan), Beril Dedeoğlu, Cemal Uşak, Celalettin Can, Vahap Coşkun, Doğu Ergil, Erol Göka, Mustafa Kumlu, Fadime Özkan.”
Bu Yeni Hey’et-i Nasîha’ya Niğde Üniversitesi’nde de toplantı tertip ettirilir. Toplantıya üniversitedeki öğretim üyelerinin katılması mecbur tutulur. Herkesten imza alınmıştır.
İşte bu tavır diktatörlüğün dik alâsıdır. Kimdir nasihatçılar ki, onları koca koca ilim adamları dinlemeye mecbur ediliyorlar!
İlmin haysiyeti nerede kalıyor! Beril, Vahap, Doğu, Erol akademik kariyer sahibi insanlar... “Neden üniversiteye getirildik?”, “Neden ilim adamları bizim nasihatlerimizi dinlemeye mecbur ediliyorlar?” diye sormadılar mı?
Soramazlardı... Eğer “âkilliğe” razı oldularsa, “Kalk!” deyince kalkacaklar, “Otur!” deyince oturacaklardır.
Madem toplantı yapılıyor, birilerinin soru sormaları gerekmez mi? O zaman gazeteler yazdı, içerdeki görüntüler YouTube’a yüklendi. Öğretim üyeleri sadece soru soruyorlar. Protestolar görülüyor ama orada öğrencilerin olduğunu da unutmamak gerek... “Ne mutlu Türk’üm diye!..” temposu tutuluyor. Kavga yok, darp yok...
Bu hâdise 22 Nisan 2013’te... Arada rektörlük seçimi var ve Prof. Adnan Görür, seçimi tekrar kazanınca düğmeye basıyor. Yeni Hey’et-i Nasîha’ya soru soran ve sormayan 11 öğretim üyesi hakkında soruşturma başlatıyor, savunmalarını alıyor.
İşin garip tarafı soruşturmaya uğrayan 11 öğretim üyesi rektörlük seçimlerinde Adnan Görür’e oy veriyor. Adnan Bey, millî meselelere vâkıf biliniyor. Peki ne oldu da soruşturma açtırdı? 11 kişiye âdeta “vebalı” muamelesi yapıyor? Görüşmeyi bile kabul etmiyor? Bunların yedisi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden ve bölüm başkanı daha katı... Özlük haklarını kısıtlıyor, sürekli baskı altında tutuyor.
En acısı; PKK sempatizanı öğrencilere, hocaları aleyhine şahitlik yaptırıyorlar.
Şimdilik son sözüm YÖK Başkanı Prof. Gökhan Çetinsaya’yadır: Niğde’de olup bitenlerden haberiniz var mı? Gökhan Bey’e de, Adnan Bey’e de köşemiz açık.