“Nefret suçu” derken
Bana musallat olan “Nefret Söylemcileri”ni yazmıştım. Savcılığa şikâyet etmişlerdi. 10’a yakın şikâyetçi... İmzaları görseniz, şaşırır, “Bu isimlerin alâkası nedir?” dersiniz. (Hepsini ileride kitapta anlatacağım.) Savcılık tabiî takipsizlik kararı verdi ve mütalaasıyla
“Nefretçiler”in yüzlerine okkalı bir şaplak indirdi. Ama “Nefretçiler”, bütün içtihatlar, AİHM kararları ortada olduğu hâlde, beni mahkûm ettirmeye kararlıydılar. Bu defa mahkemeye verdiler. Diğer şikâyetçiler çekilmiş, üçü kalmıştı. Hâlbuki, yazılarım açık... Zihniyete karşı mücadele yürütüyorum; “Şahsiyat” yapmam!
Daha kanun çıkmadan, birileri “Nefret Söylemcileri” diye ortaya çıkıyor ve fikrini beğenmediklerini hemen yaftalıyorlar. Benimle çekişmelerinden sonra ne oldu bilmiyorum; suçlamalarını durdurdular mı? Çünkü aleni suç işliyorlar. Savcılarımız ise, Şerlerinden çekindiklerinden olacak, “Siz insanları nasıl karalarsınız. Yaptığınız suçtur; gelin bakayım buraya...” demiyor. (Bu zevat Avrupa ülkelerinden maddî destek aldıklarını da açık açık yazmıştı.)
Başbakan Recep T. Erdoğan kendisince bir “demokratikleşme paketi” açıkladı. Ağırlık PKK’nın talepleriydi. Sırf PKK taleplerini karşılamış görünmemek için araya başka maddeler de koydu.
Biri de “nefret saikıyla işlenmiş suçlar”a verilecek cezalardı... “Nefret suçu” âfâkî ve izafî bir kavramdır. İstediğiniz kişiyi “Nefret ediyor.” diye suçlar ve cazgırsanız kolayca mahkûm ettirebilirsiniz.
Sözünüz arasında bir izah için “Ermeni” kelimesi geçse, Taşnakçılar; boş bulunup Abdullah Öcalan için “câni, katil” sıfatlarını kullansanız PKK’cılar sizi mahkemeye verir ve çok kolay hapse attırır. Hele çıkıp “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım!” diye sıfatlar sıralasanız, Türk düşmanı biri, “Ne yani, ben doğru değil miyim, çalışkan değil miyim! Benden nefret ediyorsun!” dese, yandı gülüm keten helva!
“Türk”ü savunmak da, “Müslümanlığı” savunmak da suç hâline gelecektir. AKP yönetimi, sırf “Türk’üm.” denmemesi için bu “Nefret Saikıyla İşlenmiş Suçlar Kanunu” çıkarmak istiyordur ama, “Müslümanlık” da pek alâ bu kanun muhtevası içine sokulabilir. Örneğini Prof. Dr. Nurullah Çetin veriyor ve “Kur’ân-ı Kerîm nefret suçu mu işliyor?” diye soruyor:
“Nefret suçları kanunu diye garip bir kanun çıkarsa bunun amacı, tamamen Müslümanın Müslümanlığını, Türk’ün Türklüğünü ifade etmesini ve dinî ve millî değerlerini savunmasını engellemektir. Müslüman Türk’ün kendini ifade etmesi ve eleştirme hakkını kullanması yok edilmek isteniyor. Çünkü bu kanunun alt yapısını hazırlayanlar ve hükûmete dayatan çevreler, Türklükle ve Müslümanlıkla derdi olan çevrelerdir. Eğer hükûmet, bu kanunu çıkarırsa kendi ayağına kurşun sıkmış olacaktır. Zira kanun, Türkiye’de Müslüman Türk varlığını ve zihniyetini ortadan kaldırmaya matuftur.
Açıkça söylüyorum, bu kanun Kur’ân-ı Kerîm’i bile yasaklamaya dönük olarak işletilebilecek bir kanun olma potansiyeli taşıyabilecektir. Nitekim Batı’da Kur’ân-ı Kerîm, bir ’nefret objesi’olarak görülmektedir.
AKP yönetimi kime yaranmak istiyor?