Ne haber lan âkiller!
Abdullah Öcalan-Recep T. Erdoğan ikilisinin güvercin kanatlı âkilleri! İnsan hem sevdiğine, hem de kızdığına “lan” der. Ben sizi çok sevdim!
Halkımız, bir insanın nasıl aşağılanabileceğini, nasıl kula kulluk edebileceğini, sizlerin şahsında gördü. Halkıma “insan”la, “yaratık” arasındaki farkı gösterdiğiniz için sizi çok sevdim ve size “lan âkiller!” diye samimiyet gösterdim!
Gerçek şu ki; sizde zerre kadar “akıl” olsa, şimdi çıkar “pişmanlığınızı” dile getirirsiniz. İki diktatör müsveddesine destek verdiniz; hem de bile bile...
“Akıl” görmeyi gerektirir. Gören göz, hisseden kalp olmazsa; basiretiniz de bağlanır, gönlünüz de kapanır.
Türkiye yuvarlanıp gidiyor...
Sizin ikna çabanızla Güneydoğu fiilen bölündü; PKK otonom için tetikte... Önceki gün nevruz bahanesiyle Cemil’e bile Kandil’den naklen yayın yaptırdılar. A. Öcalan’ın “Ulusa Sesleniş”ine alışmıştık... Cemil’e de alışacağız. Cemil arananlar listesinde değil miydi?! R. T. Erdoğan yoldaşın canı sağ olsun! Onlar için bütün kapıları açar!
(Ara not: Cemil Bayık, mekteptaşım ve aynı dönemdeniz. “Cemil” deyişim oradan! Cemil, Öcalan’a övgü için çıkarılan bir kitapta, Öcalan’la tanışmasını, birlikte kaldıkları bodrum kattaki evi tertemiz edişini hayran hayran anlatır! Pimpirikli titiz A. Öcalan’la PKK kurucularından Kemal Pir tanıştırmış. Kemal Pir’i de DTCF’de “faşistler”le girdikleri bir kavga sırasında görmüş. Cemil, hangi kavga olduğunu söylemiyor ama ben söyleyeyim. Muhtemelen, 12 Mart Muhtırası sonrası, Ecevit-Erbakan affıyla hapishanelerden kovulanların fakültelere dönüşlerinden 15 gün sonra çıkan ilk kavgadır. Bundan sonra aşırı sol DTCF’ye uzun süre giremedi. Cemil bozulma! Ertesi gün cumartesiydi, geldiniz ama tutunamadınız ve gittiniz. Hatırladın mı şimdi! Kemal Pir’le ilgili bizzat şahit olduğum bir hâdiseyi daha önce yazmıştım. Not almadıysan araştırman lâzım, sorarsan sana gönderirim! Yoldaşının hatırasını yaşatman için işine gelir mi bilemem!)
Ey âkiller! 30 Mart’tan sonra bütün dengeler değişecek... Belki Cemil Bayık Diyarbakır’a gelip “Atatürk Köşkü” denilen yerde karargâh kuracaktır. Razı mısınız? Razı olmasanız yollara düşmezdiniz.
Hırsızlık hiç ağrınıza gitmiyor mu? Adam, kötülükleri yayılmasın diye Twitter’ı kapattı. Madem sizi A. Öcalan da, R. T. Erdoğan da çok akıllı buldular, “Yav Recep, şu cebimizden çekilenler nedir? Senin, oğlanla konuşmalarında evdeki paradan bahsediyorsun, sıfırla falan diyorsun, bi açıklasan bize...” diye soramaz mıydınız?!
“Biz kullanılmışız meğer...” diyene rastlamadım. Hatta bir grup “akıllı” R. T. Erdoğan’ı, İstanbul’da “Saray”ında ziyaret etti, “PKK’ya istediklerinin daha fazlasını ne zaman vereceksiniz? Sizinle kavlimiz böyle miydi?” diye çıkıştılar! O “akıllı” grubu, cesaret gösterip kendilerine verilen sözlerin hesabını sorabiliyor, şimdi de gitsinler, “Size hırsız diyenler var... Cevabınız nedir? Biz akıllılar olarak sizi nasıl savunalım, bir yol gösterin, gerçekten sizin ve çevrenizin yürütmediğini nasıl izah edelim?” diye sorsalar ya...
Bu hükûmet, mutlaka bu yolsuzlukların, hırsızlıkların altında kalacak... Ya siz âkiller?... Ne yapacaksınız?!