Müftüye göre suçlu Allahmış...

İslam dünyasında yanlış ve hatalı bir Allah algısı var. Türkiye'yi yönetenlerde hatta pek çok hocada da aynı durum söz konusu.

Hacda yüzlerce insan ölmüş. Söylenenlere bakılırsa Suudi Prensi olacak genç adam ayrıcalıklı olarak hac yapsın diye, yoğunluklu durumlarda çıkıp kapısı olarak planlanan kapılarının kapatılmasından kaynaklanmış... Bunun üzerine gruplar karşılaşınca, öteden beri birey kültüründen yoksun olan ve daha çok sürü kültürüne sahip İslam coğrafyasının insanları birbirini sıkıştırıp öldürmüşler. O üstün adam, değerli Müslüman kişi geçsin diye ölen insanlar ise kepçelerle üst üstü yığılıp ardından bir çukura gömülmüş.

Olayın oluş biçimi, olduktan sonrası uygulamalar bir tarafa, dini tarafından meseleye yaklaşıldığında ortayla çıkan sonuçlar çok daha vahim..

Suudi yönetimi ülkesinde olup biten, yüzlerce insanın nefessiszlikten ölmesi olayından kendini asla sorumlu tutmuyor. Sanki olay başka bir ülkede olmuş gibi..

Siyasi sorumluluk yok yani.

Siyasi sorumluluk olmazsa dini sorumluluk da yok mu derseniz, o da yok. Çünkü ülkenin baş müftüsüne göre sorumlu olan ne iktidar, ne din adamları.. Tüm yanlış ve kötü olayların sorumlusu iktidar değil, Allah. Onların kararı yok. Fikri de yok. Etkisi de yok. Eğer bir suçla aranacaksa mutlaka Allahımız yapmış kulları ise kesinlikle sorumsuzdur..

Suudi Arabistan Baş Müftüsünün verdiği demece bakın..

"Bu olay insanın kontrolü dışındadır. Kimse bunu engelleyemezdi. Kader alın yazısı kaçınılmazdır."

İnsanın kontrolü dışında olan bir durumsa insanların geçmesi için o yolları kim yaptırdı? Tahliye kapılarını kim kapattırdı? Ölen Kişiler bilerek ve isteyerek mi ölümü seçti?

Bütün kusurlu işler Allah'ın yaptığı şeyler de bütün iyi şeyler Suudi yönetiminin yaptığı şeyler mi?

Allah'ı mesul tutan ve Allah'ı bilerek veya bilmeden yanlış anlayan bu zihniyetin tek bildiği tek şey suçlamak. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir yüce kuvvete gönderme yaparak herkesin başını önüne eğmesini ve iktidarı eleştirmemesini istiyor.

İşte dinin siyasallaşması tam da budur.

Sizi bir şey söyleyeyim mi?

İslam dünyasında bu durum yeni değil.

Hz. Peygamber vefat eder etmez başlayan bir durum. Hz. Peygamber vefat edip, her zaman uyuduğu o sedirin üzerinde yatarken, Arapların ilk işi iktidar kimin olacak sorunuydu..

Halife kim olacak sorusunun cevabını tarih kanlı olaylarla kayıt etti. Peygamberin torunlarının her birinin başını kesmekten çekinmeyen Arap iktidar sahipleri, bütün bu gerçeklikler ve ihanetler için dahi tıpkı bugünkü gibi fetvalar verdiler.

Suudi yönetiminin tüm haksızlıklarını din ile ilişkilendirip meşrulaştırman o baş müftü gibiler İslam tarihinin derinliklerinde çoktur..

Buna Selçuklu ve Osmanlılar da dahil…

Tüm iktidarlar, iktidar gücünü ve yaptıklarını halka kabul ettirmek için din adamlarından istifade etmişlerdir. Aldıkları fetvalarla, pek çok haksızlık yapmışlardır.

Halihazırda Türkiye'de hüküm süren iktidar da aynısını yapmıyor mu? O da dini kullanıyor, gerekirse yandaş hocalardan fetva almıyor mu? Hatta hırsızlığın meşrulaştırılmasının bile "yardım" adı altında fetvasını vermediler mi?

Siyasetin elinden dini kurtaran adam Atatürk'e neden küfür ediyorlar sanıyorsunuz?

Yazarın Diğer Yazıları