Miting düzenleyen cezasız kalmamalı!

Kabul etmek gerekir ki, salgında Batı ülkelerine göre daha tedbirliyiz.

Memleketi (Yerköy-Yozgat) aradığımda yine sık salâ verilip verilmediğini sorarım. Bir ara, çok sık salâ veriliyordu. Birbirine karışmış sesler telefona geliyordu. Sonra kardeşlerim, arkadaşlarım salâların arada verildiğini söylediler.

Önceki gün, başsağlığı için bir arkadaşımı aradım. "Hayat normalleşmeye başladı. Maske takılsa bile, insanlar öyle fazla çekinmiyorlar." dedi. Yine ilçedeki rakamlardan bahsetti. Büyük oranda azalma var.

Her ne olursa olsun tedbir gerekmez mi?

Ülke bütününde, önceki günün rakamları, daha önceki günden fazla idi. Bundan sonra birkaç gün daha artış görülürse, aksayan bir şeyler olduğu belli olacak.

Geçen kurban bayramında hacdan dönenler için başlangıçta hiçbir tedbir alınmadı, çok insan iline, ilçesine, köyüne dağıldı. Virüsün yaygınlaşmasında maalesef hacılar büyük rol oynadılar. Sonra karantina akıllarına geldi ama giden gitti.

Ortalık bu kadar karışıkken, birden Ayasofya'nın tamamının ibadete açılmasına karar verdiler.

Yahu arkadaş! 18 yıldır iktidardasın! İlk 9-10 sene daha milletin beli bükülmeye başlamamıştı. Büyük destek de vardı. O zaman Ayasofya'nın bütününü camiye döndürmedin de virüs bulaşacak insan ararken mi aklına geldi? Öyle bir törenle açtın ki, millet Anadolu'nun dört bir yanından otobüslere doldurulup neredeyse balık istifi İstanbul'a taşındı. Hijyen, mesafe hak getire...

Tedbirleri adlandırmada da hata yaptılar. Sosyalleşin, yakınlaşın, dayanışın, der gibi, "Sosyal mesafenizi koruyun!" dediler. Sonra "fizikî mesafe" demeye başladılar ama iş işten geçti. Hâlâ "sosyalleşme"den bahsediliyor.

"Mesafe", aralığı ifade etmiyor mu? "Mesafenizi koruyun." deseler yetecek. Virüsün yayılmasıyla daha birçok uyduruk uyduruk sözler çıkarıldı. Kısıtlama yerine "kısıt", bulaşma/virüs yerine "bulaş" gibi... Ne kastedildiği anlaşılmadı, zihinler bulandırıldı

Rakamlarda biraz düşme görülse, hemen mitingler başlatıldı, kalabalıkların üzerine "keyif çayı" paketleri fırlatıldı. İnsanlar birbirlerini ezercesine paketlere saldırdı.

Yazıklar olsun size! Bir de devleti yönetiyorsunuz!

Kalabalık şuursuzdur. Nerede hareket varsa oraya yönelir. Elbette onlar muhtaç oldukları için paketleri kapma yarışına girmediler. Ya temas? Neticesinin hastahane olmadığını söyleyebilir misiniz?

Çay fırlatmalarına çok kızgınım. Hiçbir surette kabullenemiyorum. Kapı kapı dolaşırken de kahve dağıtıyorlardı.

Aç gözlüleri bir beklentiye sokuyorlar. Rüşvete, yolsuzluğa böyle çam sakızı çoban armağanı diyerek zemin hazırlıyorlar.

Bir düşünsünler, devr-i iktidarında neden "rüşvet" ve "yolsuzluk"tan sık söz ediliyor?

Her ekrana çıktıklarında, aman mesafe... Aman hijyen... diyorlar.

Millete yasak koydular. Söz dinlemeyip toplananlara ceza üstüne ceza yazdılar.

Diğer taraftan dönüp ekrana baktığınızda bir mitingle karşılaşıyorsunuz. Canlı canlı!...

En son Elazığ'da toplanan kalabalıklar ve üzerlerine fırlatılan çaylar!

Gizli toplananlara ceza kesiliyorsa, bu kalabalıkları toplayıp insanları birbirleri üzerine yığanlara da ceza kesilmelidir!

Bekliyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları