Misyonerler ve Ermeniler
Tanıtacağım kitap, misyonerler üzerine yapılmış bir araştırma eseri değildir. Doğrudan doğruya bir misyoner tarafından yazılmış bir kitaptır. Wilson Amos Farnsworth'un kitabı. 1853-1903 yılları arasında tam 50 yıl Kayseri'de faaliyet göstermiş olan bir misyonerin kitabı.
Wilson Amos Farnsworth kitabı hazırlamış, fakat bastırmaya imkân bulamamış veya ömrü vefa etmemiştir. 1876 yılına kadar olan bölümü Kayseri'de yazılan, 1904'te ABD'de tamamlanan müsvedde hâlindeki notlar, Farnsworth'un vârisleri tarafından Harvard Üniversitesi Kütüphanesine armağan edilmiş, orada da uzun yıllar gün yüzüne çıkacağı zamanı beklemiştir.
Günün birinde Boston'a Kayserili bir bilim adamının yolu düşer. "Yolu düşer" dediğime bakmayın; Kayserili bilim adamı Mehmet Şahin yaz aylarında Boston'a gitmekte ve Harvard Üniversitesi Kütüphanesinde ilmî çalışmalar yapmaktadır. 2015 yılında da yine oradadır. Ve Kayseri tarihiyle de ilgili olan bu müsvedde kitap tomarı ilgisini çeker. Erciyes Üniversitesinde rektörlük de yapmış olan Mehmet Şahin aslında bir iktisatçıdır. Şöyle diyor:
"Birkaç saat boyunca bu belgeyi inceledikten sonra kendimi âdeta bir hazineyle karşılaşmış gibi hissettim. Esas itibariyle iktisat bilimiyle uğraştığım ve tarihle alakam genel malumattan ibaret olduğu halde bu belgenin Kayseri ve Orta Anadolu'nun 1850'lerden sonraki tarihi açısından son derece önemli olduğu kanaatine vardım."
Şahin bu kanaate varıyor ve eseri tercüme etmeye karar veriyor. Ama bu onun için çok çetin bir iştir. Öylesine bir mütercim değildir ki Mehmet Şahin, o bir bilim adamıdır ve bu kimliği, ne kadar çetin bir işe kalkıştığını bir süre sonra ona hissettirmiştir.
Sonunda biz sadece Farnsworth'un kitabıyla değil, Mehmet Şahin'in araştırmasıyla da karşı karşıya kalıyoruz. Kitaba yazdığı "Amerikalı Misyonerler Örgütünün Kısa Tarihi" başlıklı giriş yanında büyük bir vukufla esere düştüğü geniş notlar ayrı bir araştırma eseri oluyor. Kitabın kapağında Mehmet Şahin kendisini "çeviren ve yayına hazırlayan" olarak gösteriyorsa da bu onun alçak gönüllülüğündendir.
Kitaptan Orta Anadolu, özellikle Kayseri'deki Amerikan Evanceliklerinin tarihini öğrendiğimiz gibi Kayseri ve civarının o dönemdeki sosyal hayatı ve etnik durumu hakkında da birçok şey öğreniyoruz. Kayseri ve Yozgat yangınları, kıtlıklar, sel felaketleri… Türk yöneticilerin ve halkın yabancılara bakışları… Kayseri'nin, Yozgat'ın ve bazı ilçelerin o tarihlerdeki nüfusları… Kapitülasyonların sağladığı imkân ve imtiyazlarla, İngiliz konsolosların ve Türk yöneticilerin himayelerinde kasaba kasaba, köy köy dolaşan misyonerler… Açtıkları okullar, kiliseler, hastaneler…
Bakınız, 1850'lerde mesafeler hangi araçla, kaç günde alınıyor. Boston - İzmir arası, yelkenli gemiyle 30 gün sürüyor. Merzifon'dan, Çorum ve Yozgat üzerinden Kayseri'ye at üstünde 11 günde gidiliyor. 1854'te Yozgat'ta 6.000 ev varmış. Kayseri yaklaşık 75.000 kişi imiş ve bu nüfusun 25.000 kadarı Hıristiyan'mış. Bunlara benzer pek çok bilgiyi Farnsworth'un kitabından veya Mehmet Şahin'in notlarından öğreniyoruz.
Yanlış bir izlenim edinilmesin. Misyoner Farnsworth ve onunla birlikte çalışan diğer misyonerler, herhangi bir Türk'ü, Müslüman'ı Hıristiyanlığa döndürmüş değiller. Türklerin Hıristiyan olmayacağını daha ilk gözlemleriyle anlıyorlar. Hedeflerinde Orta Anadolu Ermenileri var. Onları kendi mezheplerine, Protestanlığa kazanmaya çalışıyorlar. Bu yüzden de Ermenilerle aralarında sık sık çatışmalar çıkıyor. Ama yine de onlar için en müsait zemin, Anadolu'daki Ermeni cemaati. Birçok Ermeni'yi Evancelik yapmayı başarıyorlar.
Wilson Amos Farnsworth, eşi, kızları ve arkadaşlarıyla bıkmak bilmeyen bir çalışma içindedirler. At üstünde kilometrelerce yol katetmişler, gidilmedik Ermeni köyü, kasabası bırakmamışlardır. ABD'deki "Yabancı Ülkelerde Görevli Amerikalılar Örgütü"ne bağlı olarak çalışan Evancelik misyonerler merkezlerine de sürekli raporlar vermişlerdir.
Misyoner faaliyetlerinde süreli yayınlar da önemli yer tutmaktadır. Mesela 1885 yılındaki yayınların sayısı şöyleydi. Haftalık: Ermeni harfleriyle Türkçe 110 adet, Ermeni harfleriyle Ermenice 14 adet, Yunan harfleriyle Türkçe 71 adet. Aylık: Ermeni harfleriyle Türkçe 105 adet, Ermeni harfleriyle Ermenice 18 adet, Yunan harfleriyle Türkçe 128 adet. Türkçe yayınların çokluğu dikkat çekiyor. Çünkü Anadolu'daki Ermeniler de Rumlar da o tarihlerde kendi dillerinden çok Türkçe yayınları okuyor. Karamanlı Rumlar da zaten sadece Türkçe biliyorlar.
Daha fazla bilgi ve ayrıntılar, Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan eserde bulunuyor.