Türk bodun, örü tur! ‘Türk milleti, ayağa kalk!’
Devlet Bahçeli’nin, örgütünü dağıtmak gerekçesiyle de olsa Öcalan’ı TBMM’de konuşmaya çağırdığı ve onun affedilebileceğinden söz ettiği 22 Ekim 2024 tarihi, Türk milliyetçiliği için bir utanç günü olmuştur. Türk milliyetçileri ve ülkücüler böyle bir teklifi kabul edemez. Bahçeli artık MHP seçmeni tarafından Türk milliyetçilik hareketinin dışına çıkarılmalıdır.
Öte yandan CHP Genel Başkanı da Demirtaş’a giderek ve tuhaf konuşmalar yaparak el yükseltmeye devam ediyor. Atatürk’ün kurduğu partinin Atatürkçü ve ulusalcı seçmenleri de bu tutumu kabul edemez. CHP seçmeni, partisini Atatürk yoluna çekmek için harekete geçmelidir.
AKP, CHP, MHP Türkiye’nin çözülmesi konusunda aynı yola girmiş görünüyor. İkisi İmralı’dan, birisi Edirne’den yardım bekliyor.
Bu durumda Türk milleti, daha ne bekliyorsun? “Bu ülke Türk ülkesidir ve hiç kimse ile ortaklık kabul edilemez.” demek için daha ne bekliyorsun?
Ataların diline ve ruhuna sığınıyorum: Türk bodun, örü tur! Türk milleti, ayağa kalk!
Atalar, ta Orhun vadilerinden gelip on binlerce şehit kanı dökerek bu ülkeyi vatan edindi. Kan dökerek, ter akıtarak bu toprakları vatan edindi. Erzurum’a, Diyarbakır’a, Sivas’a, Konya’ya, Aydın’a, Bursa’ya, Edirne’ye, İstanbul’a ve her karış toprağa binlerce mabet ve mimari eser inşa ederek bu ülkeyi yurt edindi. Türkülerle, bozlaklarla, nefeslerle, şarkılarla bu ülkenin ruhuna Türklüğü işledi. Şimdi kim, nereden gelip senin vatanına ortak oluyor? Türk bodun, düşün ve sorgula! Kimin malını kime veriyorlar?
Tıpkı Oğuz Kağan’ın önüne düştüğü gibi, 20. yüzyılın başında Türk milletinin önüne bir bozkurt daha düşüp yol gösterdi. “Geldikleri gibi giderler.” dedi ve ardına düşen Mehmetçik, can vererek, kan dökerek Türkiye denilen bu aziz vatanı yeniden kurdu. Kimin toprağını kime veriyorlar? Türk bodun, düşün ve ayağa kalk!
Türk milletinin önüne düşecek oluşum ve yapılaşmalar da harekete geçmelidir. Başta İYİ Parti ve Zafer Partisi olmak üzere bütün milliyetçi / ulusalcı parti ve kuruluşlar iş birliği yaparak bir çekim merkezi hâline gelmelidirler. Bu da olmazsa ey Türk, iş başa düşmüş demektir:
Demokrasi yolları açıktır. Yazıp çizebilirsin. Teşkilatlanabilirsin. Meydanlarda gösteri yapabilirsin. Her gün belli bir saatte “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diye haykırabilirsin.
Mesela her gün 12:30’da İzmir’in dağlarında çiçekler açabilir ve bu güzel marşımız bütün vatanın mavi göklerini doldurabilir:
İzmir’in dağlarında çiçekler açar / Altın güneş orda sırmalar saçar / Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar / Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa / Adın yazılacak mücevher taşa.
Not: Bütün okuyucularıma tavsiye ediyorum: Millî Düşünce Merkezi sitesine girsinler ve son gelişmeler konusundaki duyuruyu okusunlar.