Bu tepkiler adaletsizliğedir

Önceki gün Apo’nun bilmem kaçıncı doğum günüydü. Sempatizanları doğumunu kutlamak için yürüyüş yaptılar. Onlar yürüdü,polis seyretti. Kimseye en küçük müdahalede bulunmadı. Atılan sloganlara karışmadı, taşınan döviz ve flamaları indirmedi, Kürdistan’da yürür gibi yürüyüp gittiler. Kürdistan diyorum, çünkü bir yabancı o manzarayı görse herhalde burası Türkiye’dir diye düşünmezdi. Böyle bir yürüyüşe ancak o yürüyüşçülerin hedeflediği devlette izin verilir.

Aynı polis İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra adalet arayan gençlerin üzerine düşman gibi yürüdü. Tomalar, joplar havada uçuştu, bir toplumsal olaya müdahaleden ziyade düşman bir güce müdahale görüntüsü verildi. Yüzlerce genç hırpalandı, hayatının baharında devletinin polisi ile karşı karşıya getirildi, sahip çıkmaya çalıştığı devletle ilgili kötü kanaatler edindi. Emin olun zamanında gençlik liderliği yapmış bir kişi olarak söylüyorum;o gençler ömürlerinin sonuna kadar polisi hep kendilerine yapılan kötü muamele ile hatırlayacaklardır. Bu polise de haksızlıktır.Tabi polis o muameleyi kendi kafasından yapmadı, aldığı emri yerine getirdi.Ama görev sınırlarını aşarak düşman üzerine gider gibi gençlerin üzerine gidenler de vardı. Bu nobran ve acımasız tavır en mutedil gençleri bile militanlaştırır. Onları örgütlere sığınma psikolojisine sokar, böylece kaş yapayım derken göz çıkarmış olursunuz.

İki toplumsal olaya polisin gösterdiği tepkinin farklılığını herkes görüyor ve vicdanında bunun muhasebesini yapıyor. PKK sempatizanlarına gösterilen hoşgörünün milyonda birinin şanlı bayrağımızı taşıyanlara gösterilmemesini kimse vicdanına sığdıramıyor.

Toplumu ve hepimizi rahatsız eden de bu çifte standarttır. Nedir bu yani, PKK zafer kazandı da haberimiz mi yok?

Birinci çözüm sürecinde de aynı yanlışlar yapılmış, teröristler karakolların önünde askerimize ‘nanik’yaparak yürümüşlerdi. Askere operasyon yapma yetkisi verilmemişti. Şimdide polise müdahale yetkisi verilmiyor. Mantık aynı mantık. Onca olaya rağmen hiç bir ders alınmadığını görmek insanı rahatsız ediyor. Erdoğan’ın iktidarını sallayan gençlere düşman muamelesi ne kadar yanlışsa ihanete seyirci kalmak da o kadar yanlış. Bu çifte standart, Erdoğan’ın iktidarını korumanın ülkenin birlik bütünlüğünü korumaktan önemli olduğunu gösteriyor. Erdoğan’ın iktidarını tehdit etmedikçe PKK sempatizanları her türlü gösteriyi yapabilir, ama adalet isteyerek Erdoğan’ın saltanatını zaafa uğratmak isteyenler zinhar sokağa çıkamaz, herhangi bir demokratik hakkını kullanamazlar. Milleti sokağa döken işte bu çifte standarttır. Bu adaletsizlik sürdükçe tepkiler daha da büyüyecektir. Hükümete tavsiyemiz bu şiddet üslubunu bırakması, geniş kitlelerin taleplerine kulak vermesidir. Şunu unutmayın,” bir millet bir şeye karar verirse, onu kaderi ilahiden başka hiç bir güç durduramaz”

Yazarın Diğer Yazıları