EFELENMEK
Efelenmek kelimesine Türkçe Sözlük “diklenmek, kafa tutmak” anlamını veriyor. Kelimenin efe sözüne dayandığı açıktır. Efe sözünün de Türkçe Sözlük’te “yiğit, Batı Anadolu köy yiğidi; ağabey; kabadayı” gibi anlamları var. Efelenmek fiilinin daha çok “kabadayı” anlamıyla ilgili olduğu anlaşılıyor.
Günlük hayatta efelenmenin farklı farklı türlerini görebilirsiniz. İnsanlar neye dayanarak birilerine kafa tutarlar? İşte bu soruya dayalı olarak türlü türlü efelenmeleri anlayabilirsiniz.
Bazı insanlar gerçekten belli bir güce sahiptir, bu güçlerine dayanarak başkalarına efelenirler.
Belli bir güce sahip olan bir kısım insan ise hile hurdayla, zorbalıkla bu gücü elde etmişlerdir. Zorbalıkla, hile ile, menfaat temin ederek çevrelerine birçok insan toplamışlardır. Onlar da işte bu zorba, zalim, hilekâr güçlerine ve çevrelerine topladıklarına dayanırlar ve insanlara efelenirler.
Bir de gücü olmadığı hâlde güçlülere, zorbalara yaltaklananlar vardır. Yalnız başlarına kalınca hiç kimseye diklenemeyen yaltakçılar, zorba ve zalim bir gücün yanaşması olurlar ve yanaştıkları güce dayanarak başkalarına efelenirler.
İnsanları böyle değerlendirebileceğiniz gibi çeşitli grupları, örgütleri, partileri hatta ülkeleri de bu ölçülere göre değerlendirebilirsiniz. Büyük devletlerin yanaşması olarak içinde bulunduğu ülkeye başkaldıran ve ayrılıkçılık güden örgütlerle partiler böyledir. Bunlarda onur da yoktur şeref de. Kâh ABD’ye kâh Rusya’ya kâh Çin’e dayanarak kendi ülkelerine karşı efelenirler. Bazen sonuç aldıkları da olur ancak bu sonuç asla şerefli bir sonuç değildir.
Büyük ülkelere dayanan ayrılıkçılar bazen kendi ülkelerindeki birtakım insanları, grupları, partileri de kendilerine inandırırlar.
Ayrılıkçılara inananlar da çeşit çeşittir. Kimisi, ayrılıkçının dayandığı büyük güçten korkarak onlara inanırlar. Bu tipler ülkelerindeki her türlü rakibe efelenmekte mahirdirler. Sadece o büyük güçlere efelenemezler.
Bazıları da yanaşması olduğu güçten dolayı ayrılıkçılara inanırlar. Bu tipler kraldan fazla kralcı olurlar, dayandıkları gücün arkasına geçerek rakiplerine dişlerini gösterirler. Onların efelenmesi de budur.
Ayrılıkçılara inananların bir bölümü de saflıklarından böyledir. Bunlar o kadar saftırlar ki sahip oldukları her şeyi vermeye hazırdırlar. Tutumlarına “empati” diye modern bir ad da bulmuşlardır. Peki bunlar efelenmez mi? Efelenirler tabii, “Sizin dediğiniz yöntemle değil bizim dediğimiz yöntemle verelim.” diyerek rakiplerine efelenirler.
Son zamanlarda gördüğümüz efelenmelerde efelerin saf yiğitliği yoktur. Hatta hoş karşılanabilecek bir kabadayılık da yoktur. Hile, hurda, zorbalık ve zulüm vardır; ağzı bozukluk, küfürbazlık vardır; insanları aşağılama vardır. Bazen de laf salatası denilebilecek laf kalabalıklığı vardır.
Özellikle küçük yanaşmalar, büyüklerin arkasına sinerek rakiplerine parmak sallarlar; hindi gibi kabararak yüksek perdeden konuşup hasımlarını susturmaya çalışırlar. Laf kalabalıklığı yapmalarının sebebi de söyleyecek doğru dürüst bir şeyleri olmadığındandır.
Nasrettin Hoca’nın hindisini pazarda satışa çıkardığı fıkrayı herkes bilir. Hani Hoca’ya “Neden bu kadar pahalı?” diye sormuşlar, o da “Çünkü bu hindi düşünüyor.” demiş.
Bugünkü hindiler de bol bol düşünüyor ama sürüsünü yanına alan anaç hindilerin kabarıp efelendiğini de çok iyi biliyoruz. Aslında hindi dediğimiz bu hayvancıkların davranışları genetiktir. Kim bilir hangi nesildeki ataları evcilleşmiş, dolayısıyla ev sahiplerinin koruması altına girmişlerdir.
Efelenmenin bir türü de işte bu hindiciklerin, ev sahiplerinin koruması altında, sürülerini arkalarına alıp glu glu diye bağırmalarıdır.
Bilim adamlarının “sürü psikolojisi” dedikleri de buna benzer bir şey olmalıdır. Tabiatta bol bol örnekleri vardır. İnsanlarda da insan topluluklarında da bunların bol örneklerine rastlandığı anlaşılıyor.
Bu yazı ne şimdi? Vallahi ben de birilerine efelenmek istiyorum da yanımda yöremde, arkamda kimseler yok.
EFELENMEK
Bir daha devlet nedir?
“Gaflet ve Dalalet ve Hatta Hıyanet”
Hakkı Öznur’un emeği: ÜLKÜCÜ HAREKET
Zeynep Korkmaz
Kılıç
ÜŞÜDÜ
ÜMİT ÖZDAĞ
KÖR GÖRDÜ SAĞIR DUYDU
Yanlış “devlet” anlayışı









