Savunma Makamının Gücü
Dün 5 Nisan Avukatlar Günü vesilesiyle, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından bir mesaj yayınlayarak avukatların gününü kutladı. Yayınladığı içerikteki şu ifadeleri burada alıntılamak istiyorum:
“Hukukun üstünlüğü ilkesinin teminatı, adaletin tesisinde vazgeçilmez bir öneme sahip olan tüm avukatlarımızın 5 Nisan Avukatlar Gününü kutluyorum. Serbest savunmanın temsilcisi avukatlar, sadece birer hak savunucusu değil, aynı zamanda toplumsal barışın, birey hak ve özgürlüklerinin, adil yargılanma hakkının güvencesidir. Savunma makamının gücü, adalet sistemimizin gücüdür. Bağımsız, tarafsız ve etkin bir yargı için güçlü bir savunma şarttır.”
Böyle okunduğunda gerçekten güzel sözler… Kendisine teşekkür ediyoruz. Ancak öte yandan yaşanan gelişmeler, bu ifadelerin teoride kalmasına neden olacak kadar farklı ve toplumsal barışı, birey hak ve özgürlüklerini, adil yargılanma hakkını güvencesiz bırakacak kadar adalet sistemine aykırı.
Adalet Bakanı Tunç’un savunmanın temsilcisi avukatların önemini bu sözlerle vurguladığı şu dönemde, çok değil, iki hafta önce, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu görevden alındı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından Çağlayan Adliyesi’nde toplanan avukatlara polis tarafından sert müdahalede bulunarak adliyeye girmelerine engel olundu.
İmamoğlu’nun avukatı dahi, herhangi bir suçüstü hali veya ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir durum söz konusu olmadığı halde, usulünce ifadeye çağrılmak yerine, gözaltına alındı.
Taraflardan gizlenen soruşturma dosyaları basına yansıtıldı; savunma hakkı ihlal edildi.
Sayın Tunç, “savunma makamının gücü, adalet sistemimizin gücü” diyor ya, adalet sistemimiz gibi savunmanın da gücü kırıldı.
Son yaşanan olaylarda gizli sanık beyanlarıyla yürütülen soruşturmalar, ceza ve korkutma maksatlı tutuklama tedbirleriyle, masumiyet karinesinin ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmesiyle yargının içinde bulunduğu kriz daha da büyüdü.
Sağlıklı işleyen bir yargı sistemi, üç ana unsurdan oluşur: İddia, karar ve savunma. Hiç şüphesiz, bu üç unsur da önemlidir. Ancak yargının sağlam bir hukuk zemininde yükselmesinde savunmanın yargının asli unsuru olarak gerekli değeri görmesi önemli bir gerekliliktir.
Yargıdaki sorunların yarattığı güvensizlik ortamında gerçek bir demokrasi tesis etmek de toplumsal huzuru sağlayabilmek de mümkün değildir.
Erken seçim istemi üzerine
Koruma tedbirleriyle cezalandırma
Erken seçim: İmamoğlu için mi Erdoğan için mi?
Savunma Makamının Gücü
Merdivene çıkma cesareti
RTÜK Cezaları ve Adil Yaklaşım Beklentisi…
Adaletsizliğe gösterilen tepki
Hepsine eksi yazdı: Demokrasi, Ekonomi Hak ve Özgürlükler
Diploma iptal edilecek mi?
Sırbistan’da Tarihi Protesto









