Bu hafta, bazıları her ne kadar “beklenen oldu” dese de esas olarak beklenenden fazlası oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başlatılan operasyon, yalnız İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çevresini, yalnızca CHP’yi ya da yalnızca İstanbul’da yaşayan vatandaşları etkilemedi. Ülke nüfusunun tamamı yaşanan olaylardan “fazlasıyla” etkilendi.
O halde başta şunu söyleyelim ki, yaşananların eğrisinin doğrusunun ortaya çıkması da yalnız taraflarını değil, hepimizi ilgilendiriyor.
Bugün beklenildiği gibi, İmamoğlu hakkında tutuklama kararı verilirse, bu olumsuz etkilerin daha uzun dönem hayatımızda olacağını öngörmek de zor değil.
Demokrasiye ve ekonomiye eksi
Başta İmamoğlu’nun sıfatı gereği, hem seçilmiş bir belediye başkanı olması hem de nüfusun önemli bir bölümü tarafından cumhurbaşkanı adaylığına yakıştırılması ve bunlarla birlikte ana muhalefet partisi CHP içerisindeki rolü, meseleyi başta hepimiz için demokrasi açısından önemli kılıyor.
Seçilme şartlarına uygun olarak aday olmuş ve iki defa seçilmiş, belli bir kesimin takdirini kazanarak cumhurbaşkanlığı görevine de layık görülmüş bir belediye başkanı için gerçekten sağlam kanıtlara dayanılmadıkça, kamuoyunun da ikna olacağı gerekçeler ve göstergeler olmadıkça yapılacak bir operasyonun öngörülmeyecek etkisi değil, beklenen etkisi bu yaşananlar.
Bu zamana kadar Türkiye’deki seçimlerin adil ve özgür seçimler olmadığına yönelik pek çok eleştiri getirdik ancak güçlü adayların saf dışı bırakılma girişiminin 35 yıl önceki diplomasının iptaline varması, demokrasi açısından önemli bir yara oldu.
Seçimle yöneticilerin belirlendiği demokratik bir rejim, ekonomi için de güven vericiyken; aylardır ekonominin düzelmesi için gösterilen tüm çabalar, dört günde, hatta bir kaç saat içerisinde boşa gitti.
Temel hak ve özgürlüklere eksi
Buraya kadarki yazdıklarım İBB operasyonunun doğrudan etkileriyken, bir de bu yaşananlara verilecek tepkilerin önüne geçmek için alınan önlemlerin etkilerini yaşadık.
Sokağa çıkma çağrısı yapana, “halkı provoke ediyor”, “kin ve düşmanlığa sürüklüyor”, dendi; sokağa çıkana, “provokatör” dendi. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de toplantı ve gösteriler yasaklandı.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımız etkilendi, ihlal edildi.
İnternete bant daraltma uygulaması yapıldı; X’ten Youtube’a, Instagram’dan Whatsapp’a kadar erişimde nedenini dahi bilmediğimiz bir engelleme yapıldı.
Haberleşme hakkımız etkilendi, ihlal edildi. Bilgiye ve habere erişme hakkımız ihlal edildi. İfade hürriyetimiz ihlal edildi.
Mücadele bir kişiye karşı başlatıldı ancak bir kişinin değil, milyonlarca kişinin bugünü, yarını etkilendi. Milyonların hakları ve özgürlükleri, demokrasi mücadelesi yara aldı. Bu kadar hak, hukuk ihlalinin kime kazandıracağını, kime kaybettireceğini de zaman gösterecek…
