Milliyetçiler nereye?
Türkiye, en kritik seçimlerden birine doğru hızla yol alıyor. Bir taraftan ekonominin gidişatı korku verirken öte yandan partiler adaylarını açıkladı.
Türk toplumu, halen daha gelenekçi yapısını koruyor. Kentli toplumun sosyal yapısı henüz tamamlanmadı. Türkiye nüfusunun genel çoğunluğu son 10-12 yılda şehre taşınsa da kentli toplum değiliz.
Bunun anlamı, seçmenin değer yargıları, hayat anlayışı, yaşam kalitesi, eğitim düzeyi ve bağlı olarak sosyalleşmesi çok değişmedi.
Öyle ise?
Öyle ise partilerin kimi aday gösterdiklerinden çok, halen daha kendisi, yani lideri önemlidir.
Adayların önemi yok mu?
Elbette var, ama asıl önemli olan siyasal partinin kurumsal kişiliği ile onu temsil eden lideridir. Dolayısı ile adaylar ikinci dereceden önemliler sırasında yer almaktadır.
Arada istisna olacaklar var elbet.
Kim onlar?
İdeolojik sembollerle bütünleşmiş kişilikler.. Onlar parti-ideoloji bütünlüğünü devam ettiren kimseler olma özelliğini koruyorlarsa seçimlerde çekim merkezi haline gelebilirler. Ancak bunlardan bazıları doğuştan kazandıkları statüleri, zaman içinde tükettiklerinden asla beklenen etkiyi gösteremezler.
Mesela Tuğrul Türkeş, bulunduğu yer, sürdürdüğü politik duruş ve davranışlar açısından bakıldığında Alpaslan Türkeş'in siyasal mirasını temsil ettiği sonucuna varamayız.. Tam tersine AKP gibi milliyetçiliği çiğnemekle övünen bir partinin değirmenine su taşıyor. Bu durumda Ankara'dan 1. sıra adayı olmasının hiçbir sembolik değeri var mı sizce?
Yok!
Aynı durum MHP için de geçerlidir. Akıllı bir seçmen soracaktır? Ben bunları millî davamın nesine hizmet ettikleri için seçmeliyim? AKP'ye oy vermemi istiyorlar verdiğimde Türk milliyetçiliği, ülkücülük ne kazanacak? AKP'nin milliyetçi camiaya verdiği zararın dışında ne katkısı oldu? Hakkı gasp edilenler, canı yananlar yanmayanlara hatırlatacaktır: Milliyetçi kadrolar devlet bürokrasisinden tasfiye edildi. Ne çabuk unuttunuz!
Dolayısı ile sembollere yaslanan adayların kimi ve neyi temsil ettikleri, siyasal savrulmaların ideolojileri nereye taşıdıkları da önemlidir.
Sormalısınız: Türk milliyetçilerini kim nereye taşıyor ve kimin peşine eklemliyor?
Sığıntı mıyız, yoksa başımız dik ve özgür müyüz?
İşte bu sebeple, seçimlerde İYİ Parti ile Türk milliyetçileri kendi öz gücünü iktidara taşımalıdır. Ve bu bir fırsattır.
Türkiye'de demokrasi bilinci istenilen düzeye çıkamadığı ve bunun için gereken toplumsal değişim gerçekleşmediği için şimdilik, siyasal bilinç kalıp yargılara takılıp kalmaktadır.
İlkelerin, kuralların, erdemlerin ve kurumsallaşmanın öne çıkacağı toplumsal yaşamda, lider büyücü gibi görülmenin ötesinde içimizden biri olarak algılanacaktır. İşte o zaman standartlar ve ölçütler ile ilkeler bağlamında siyaseti değerlendireceğiz. Demokrasimiz bir üst seviyeye çıkacak.
Ağzı küfürlü, başkalarını aşağılayan, devletin imkânlarını kendi siyasal çıkarı için kullanmayı bir maharet ve açıkgözlük sayan siyasetçi, seviyeli toplumun karşısında işe yaramayacaktır.
Türk Milliyetçilerini sürüleştirmek isteyenlerin amacı boşa çıkarılmalıdır.