Millî seferberlik...

Millî birlik için tek ses olalım, diyoruz ama tedirginiz. Birileri, bizim iyi niyetimizi politikaları için vasıta olarak kullanırlar mı?

Ülkemiz, dört bir taraftan ateş altında... Rusya bir uçağı düşürüldü diye yapmadığını bırakmadı. Bayırbucak Türklerini bombalaması, onları kadîm yurtlarından atmak istemesi Türkiye'ye savaştır. Hedefi, Türkiye'yi sıkıştırmak, çaresiz bırakmak, kendisine ram etmek ve uzun vadede zayıflatıp parçalanmasını sağlamak değil de nedir?

(Irak ve Suriye Türkleri iç savaşın en mazlumları... Ateş altındaki bütün insanlar mazlum gerçi; ancak, yanı başlarında Türkiye olduğu hâlde, Türkiye'yi yönetenlerin bir "Paralel doktrini" olduğu kadar bir "Türk doktrini" olmaması yüzünden, en çaresiz Türkler. Türkmen Dağı'na düşen her bomba yüreğime ateş salıyor. Yaşıma başıma bakmadan Türkmen Dağı'na gitsem mi? diye düşündüğüm anlar oluyor. Elimizdeki kalem asıl silâh. Böyle teselli buluyoruz.)

Rusya karşısında Türkiye bir şey de yapamaz. Tepemize iki bomba atsa Japonya gibi teslim olmaktan başka yol var mı?

Allah o günlerden bizi saklasın.

Rusya bir federasyon ve sonunda çökecek. Ekonomisi tepetaklak. Rusya'da insanlar, elbette Putin'in akıl almaz emperyal politikalarına dur diyeceklerdir.

Tek ses olmak zorundayız. Ah içimize kuşku salmasalar...

Nereden çıktı şu başkanlık sevdası! Türkiye yanıyor, birileri halifelik peşinde. Başkanlık da isteyebilirsin, bihakkın yerine getirirsen halife de olursun. Ama şartlar müsait mi?

Hiçbir surette musait değil. Aynı partiden cumhurbaşkanı ve başbakan var. Kanunlar belli... Her makamın vazifeleri tek tek yazılı. Başbakanı getiren Cumhurbaşkanı... Her ikisini de halk seçti. Birbirinden rol kapmanın mantığı yok ki...

Parlamenter sistemi değiştirip tarihe geçmek mi maksat; yoksa ilelebet o makamda kalıp "çözüm/çözülme", "17/25 Aralık" dönemlerinin hesabının sorulmasını engellemek mi? (TMSF'de olanları yazan yok. TMSF'de grup başkanlığı yapmış bir arkadaşımın anlattıkları -hem de belgeleriyle- akıl alacak gibi değil. "En tepe" bizzat ilgili. Muhalefet meseleyi derinliğine araştırmalı ama "Muhalefet var mı?" sorusu karşımıza çıkıyor. Hepsi, koltuk koruma derdine düşmüş. TMSF yanında 17/25 çok hafif kalır, diyorlar!)

Türkiye ateş çemberinde. Saray'ın karşı karşıya geldiği, sırf konuşmaması için Yargıtay'da mevzuat değiştirttiği Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihin en büyük kalkışmasıyla karşı karşıyadır. Bu kalkışmada ya devletin yanındasındır, ya terör örgütünün yanında. Bunun arası kalmamıştır." diyor.

Biz de öyle diyoruz; Ak Parti Hükûmeti de, hükûmet üstünde hükûmet gibi icraî faaliyet gösteren Saray da...

Kuşkularımızı bastırmalıyız, devletin yanında olmalıyız.

"Solcu" Metin Feyzioğlu, hususiyetle 1182+611 akademisyene, liberallere, R. T. Erdoğan gitsin, isterse Türkiye bölünsün diyenlere sesleniyor:

"Bölünme yoluna girdiğimizde bunun sonu Suriye'den, Irak'tan bin beter olur. Türkiye'yi barışalım diye özerk bölgelere ayırmak isteyenler, aslında İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in ara sokaklarında kanlı bir iç savaşı tetiklemek isteyen iç savaş çığırtkanlığıdır."

Millî seferberlik dönemindeyiz.

Yazarın Diğer Yazıları