Millî roman olur mu?
“Millî roman bu mu?” diye sorabilmek için, alıntım biraz uzun olacak.
Farklı bir yoldan gideceğim. Yeni tespit edilmiş bir “millî roman”dan bahsedeceğim. Romanı tespit eden Prof. Dr. Nurullah Çetin... Romanın adı: “Belkıs”... Meseleyi kavrayabilmek için ayrıntıya girelim ve Nurullah Çetin’in makalesinin başında verdiği bilgileri buraya taşıyalım:
“Millî edebiyat döneminde kaleme alınmış olan Belkıs adlı roman hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Romanın en dış kapağında: ‘Türkili Hayatına Ait Romanlardan 1, BELKIS, Muharriri: M. Sabit Simavî’, iç kapağında ise ’Millî Roman: BELKIS, Muharriri: Ehu’s-Sâkıb: Mahrûkî, Naşiri: Cemiyet Kütüphanesi, Mesaî Matbaası Bâb-ı Alî Caddesi 40, 1330” bilgileri yer almaktadır. Milâdî 1914 yılında yayımlanmış olan bu romanın yazarının biyografisi hakkında da herhangi bir bilgi edinemedik. Yalnız yazarın Kütahya’nın Simav ilçesinden olduğu anlaşılmaktadır. Bu roman, daha çok Türk-Yunan Savaşı ve Trablusgarp harbini konu almaktadır. Bu savaşlarda Osmanlıların cihad aşkları, din, devlet ve millet için fedakârca davranmaları, Türklerin düşman bile olsa yaralılara, çaresizlere karşı gösterdikleri yardımseverlik, Türklerin kendilerine ihanet edenleri affetmemeleri, bir Rum kızının Müslüman olarak bir Türkle evlenmesi gibi konulan içermektedir.” (“Millî Edebiyat Dönemine Ait Bilinmeyen Bir roman”, A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, C.39, S.1-2, 1999).
Hemen altında romanın “millî” addedilmesi gereken esas noktanın altı çiziliyor (mu?).
Roman, “Belkıs’’(s..3), “Medhal” (s.5), “Tesadüf. Tatlı Bir İhtida Müteyemmin Bir İzdivac” (s.55) ve “Zeyl” (s.60) başlıklı bölümlerin dışında üç ana bölümden oluşmaktadır. “Belkıs” adlı kısımda romanın merkez figürü olan Hasan Çavuş’a âşık olup en sonunda onunla evlenen ve Müslüman olarak Belkıs ismini alan Atin adlı bir Rum kızının eski durumuyla yeni durumunun karşılaştırılması ve onun Müslüman bir Türkle evlenerek ulaştığı olumlu anlamdaki ileri aşama vurgulanır.
Rum kızı Atin, Bir Türk’le evleniyor ve Müslüman olduktan sonra “Belkıs” adını alıyor. Kur’ânî bir ad. Atin/Belkıs, Müslüman bir Türk’le evlenince olumlu anlamda ileri bir aşamaya geçiyormuş.
Ye tersi olsaydı? Bir Türk kızı bir Rum’a tutulsaydı? Türkçe roman bu “tutku” üzerine yazılsaydı ve hâdise Türk topraklarında geçseydi? Roman millî olamaz mıydı?
Millî Edebiyatın teşekkülü ülkenin ana unsuruna, “Türk”e dayanır... Ülkeyi vatan edinen Türklerdir ve tek kapıları vardır yine kendileridir. Başka başka kavimler zaten “başka” oldukları, tepelerine vurula vurula “birileri” tarafından anlatıldığı için isyan bayrağını çekince, Türk, “titremiş” ve kendisine dönmüştür.
Şimdi de değişen bir şey yok. O dönemi, Yeni Türk Edebiyatçıları kadar olmasa da, periyodik yayınlar üzerine çalışmalarımızdan, daha açığı dönemini anlayabilmek için periyodik yayınların yeni harflere aktarılması gerektiğinde ısrarlı olmamdan ve bizzat yayınlar yapmamdan dolayı bilirim.
Bu konuya nereden geldim? Çok farklı bir yoldan, Marquez’den... Kolombiyalı ünlü yazardan. Yakın zamanda, 87 yaşında, hayatını yitirdi. Marquez ve “millî roman”ı hatırlatan ise Prof. Dr. Kemal Karpat’tı. “Marquez ve Kemal Karpat?! Alâkası ne?” diyeceksiniz. Var. Anlatacağım.