Mahallî idareler seçimlerine şurada ne kaldı ki... Seçimler, 30 Mart 2014’te yapılacak. Muhtemelen aynı yıl cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015’te milletvekilliği seçimi gelecek...
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Mahallî seçimler bir işaret... Diğer seçimlerin rengini ortaya koyacaktır.
Mahallî seçimlerde iktidar partisi daima avantajlıdır. Her türlü imkân hükûmeti kuran partidedir. Onun için muhalefet partilerinin adayları yarışa ister istemez üç-beş adım geriden gireceklerdir.
Ankara ve İstanbul 20 yıldır RP-FP-AKP’de... Ankara’da tek isim Melih Gökçek 1994’ten beri aynı koltukta oturuyor. İstanbul’da ise RP-FP-AKP’den önce Recep T. Erdoğan (1994-1998), ardından Ali Müfit Gürtuna (1998-2004), sonra Kadir Topbaş (2004-) belediye başkanı seçildiler.
Önümüzdeki seçimler, Türkiye’deki dönüşümün de şeklini ortaya çıkaracak... Ya “Türk” unutulacak, ya “Türk” hatırlanacak... Halk ya PKK/BDP/AKP çizgisini daha kalınlaştıracak ya da titreyip kendisine gelecek.
Mahallî seçimlerde partilerin istikrarlı duruşları ve savundukları prensipler kadar adaylar da dikkat çekmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi, Ankara, Adana, Mersin gibi büyükşehir belediyelerinde adaylarını, diğer partilerden önce açıkladı. Ankara adayı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya... Adana adayı, Ceyhan’ın belediye başkanlığını 1999’dan beri başarıyla yürüten Hüseyin Sözlü... Mersin Belediye Başkanı ise, neredeyse Mersin kadar büyük hemen yanı başındaki Tarsus’un 1994’ten beri belediye başkanı Burhaneddin Kocamaz. Hüseyin Sözlü ve Burhaneddin Kocamaz kendilerini ispatlamış isimler.
Ankara’da ise, bir risk göze alınıyor. “Risk” göze alındığına göre, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayına biçilen değer yüksektir.
Dediğimiz gibi, PKK/BDP/AKP çizgisi için mahallî seçimler çok büyük önem taşıyor. Yeni mahallî idareler kanunuyla, PKK/BDP’nin güçlü olduğu yerlerde fiilen “otonom” idareler kurulacak ve Ankara’dan sadece para istenecek... PKK/BDP, AKP desteğiyle “ülkelerini” istedikleri gibi yönetecek, valiler birer piyon olarak kalacak!
30 Mart 2014 seçimlerinden sonra PKK/BDP/AKP’nin “üstün” gayretleriyle ülkemiz “Türkiye/Türklerin ülkesi” olmaktan çıkarılacaktır. Adı bile, galip ihtimal, değiştirilecek, meselâ “Avrasya Devleti” yapılacaktır. (Recep T. Erdoğan’nın Millî Görüş/Akıncılar döneminden bir arkadaşı, bizzat bana “Türkiye” adının değiştirilip “Avrasya” gibi bir isim konması gerektiğini söylemişti!)
Belediye başkanı olunacak şehre götürülecek hizmetlerin anlatımında halk nazarında inandırıcılığı elbette esastır. Ama Türkiye sırat köprüsünden geçerken, varlığımız için PKK/BDP/AKP çizgisini geriletmek gerektiğini de aklımızdan çıkarmamalıyız.
Onun içindir ki; Başşehir’e belediye başkan adayı tespit edilirken, değerler manzumesi bir bir puanlanmış ve aday öyle ortaya çıkarılmıştır, diye düşünüyorum.
Yakından tanıdığım Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, bir öğretim üyesi olarak, bir bürokrat olarak, bir “kökten ülkücü” olarak kendisini ispat etmiş bir isimdir ve Ankaralıdır.
Mevlüt Karakaya ile görüştüm... Adaylığının nasıl tespit edildiğini, tanınma/tanınmama meselesini sordum. (Devam edeceğiz.)
