MHP'den oy alır mı?
HDP/PKK'lı birini ekrana çıkartamazsınız! Yıkıcı/bölücülerin emellerine hizmet etmek "Basın hürriyeti" kavramının dışındadır! Hani şu "yandaş", "havuz" denilen basın-yayın kuruluşlarında yazanlar var ya, onlar eğer sizleri suçluyorlarsa, söyleyecek sözünüz olamaz!
Bazı gazeteler, önceki gün CNN Türk'te epey PR'ı yapılan eş baş Selahattin'in sözlerini iri iri yazdılar.
Adamların maksadı belli olduğu hâlde sırf RTE/AKP karşısında olmak için PKK'dan medet umuluyor. (Onları ekrana çıkartanlar belki de kripto PKK'lıdır!)
Her patlama HDP/PKK'nın işine yarıyor. Şehit askerlerimiz, şehit polisimiz artık neredeyse görülmemeye başlandı. Varsa yoksa HDP/PKK müzâhirleri, destekçileri.
Asıl mesele seçim hamleleri...
RTE/AKP'nin 1 Kasım seçimlerinde MHP'lilerin oylarını almak için manevralar yapmasını, Doç. Dr. A. Baran Dural'ın ilk kendisinin formüle ettiği bir ifadeyle "Müslüman Türk/Türk Müslüman çatışması" çerçevesinde ele alıyorduk...
Burada, Doç. Dr. A. B. Dural, MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'nin 7 Haziran seçimlerinden sonraki tavrını yerinde buluyor ve şunları yazıyor:
"7 Haziran'dan sonra MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çok eleştirilen AKP'li ve HDP'li koalisyonun her türlüsüne karşı katı tutumu, ayrışan tabanların bir daha karışmasını engellemeye yönelik çok iyi hesaplanmış bir politikaydı. Seçim kampanyası boyunca AKP önderliğini, Erdoğan'ın yakın çevresini de kapsayacak şekilde yargıya teslim edeceğini dile getiren Bahçeli, böylelikle iki tabanın sadece ideolojik çıkarımlar açısından değil, ahlak, siyasal girdi-çıktılar ve menfaat birliği de taşımadığını göstermek için insanüstü bir çaba sarfetti. 'Yargı önüne çıkarmayı' vaat ettiği bir siyasal hareketle koalisyon kurma ihtimali bile izlenen kampanyadan sonra, MHP açısından, ilkesizlik anlamına gelecekti. Üstelik bu MHP liderinin, AKP önderliğinin geçmişteki uygulamalarının yargıya taşıyacağını ileri sürdüğü, zaman zaman vatana ihanetle bile suçladığı, propaganda metinlerinde AKP adını sıklıkla yolsuzluk ve ahlaksızlıkla birlikte andığı ilk seçim kampanyası da değildi. / MHP lideri son iki genel seçim ve aradaki tüm seçim- referandum süreçlerinde aynı çizgiyi izlemişti. Seçim gecesi yaptığı konuşmada CHP ve HDP ile birlikte, 'Osloculuk'la suçladığı AKP'ye kapıyı kapatan Bahçeli, tabanların ayrıştırılması ve karşı tabanın içinin boşaltılması hamlesinde sarsılmaz kararlılıkla durmuştu. Böylelikle muhafazakâr sağda bir adım öne geçen Bahçeli'nin, süreç boyunca izlediği ödünsüz politika, siyaseti gündelik manevralarla değil, süreçler içinde uzun erimli perspektiften izleyenler açısından neredeyse kusursuzdu." ("Türk Muhafazakârlığında 'Müslüman Türk' ve 'Türk Müslüman' Çatışması", kemalist.gen.tr)
Milliyetçi Hareket'i çok iyi bilen B. Dural, MHP Genel Başkanı'nın "değişmez" tavrı üzerine, R. T. Erdoğan'ın karşı hamleye geçtiğini ve yeni kabineyi MHP'den ve BBP'den aldırdığı isimlerle kurdurduğunu, kendisinin de ifadelerini "Türk Müslüman" seçmene göre ayarladığını ve "başarılı" olduğunu belirtiyor.
Burada nakilci durumundayım. B. Dural'ın, MHP Genel Başkanı için de, "AKP'nin ezelî ve ebedî şefi" için de yaptığı yorumlar karşısında "Acaba?" demekle yetineceğim.