MHP'de ne değişir?
Prof. Dr. Mustafa Özdemir, "MHP ne yapmalıdır?" diye sormuş ve bir kısa rapor hazırlamış.
Mustafa Özdemir Hoca, "Ben 73 yaşında bir ülkücüyüm. 48 yıldır fiilen ülkücüyüm. Tanıyanlar bilir 1967 yılında ne isem bugün de oyum." diyor.
Prof. Dr. Mustafa Özdemir'in, raporunun MHP Genel Başkanı'nın önünde olduğunu biliyorum.
Balgat, hiçbir tenkide, hiçbir görüşe gözünü kapamamalı muhalif, muvâfık ayırmadan, herkesin fikrini tartışmaya değer bulmalıydı. ("-malıydı", diyorum. Artık taşlar yerinden oynadı.)
Eğer bir yenilginin ardından sesler fazla çıkıyorsa, bu seslere kulak verilmesi gerekmez mi? Kulak verilmediği gibi, olmadık sözler ediliyor. İddialı olanlar başka yerlere yamanmaya çalışılıyor. Bunlar hayra alâmet değildir.
1 Kasım yenilgisinden sonra ilk Merkez Yürütme Kurulu toplantısında, herhâlde kıyasıya bir tartışmaya girişilir, herkes gördüğünü, duyduğunu, hissettiğini, olması veya olmaması gerekeni ortaya koyar, bu "müsâdeme-i efkâr"dan bir netice hâsıl olur, bu hâsıl olunan netice efkâr-ı umumiyeyle paylaşılır diye düşünmüştüm.
MYK'dan bir arkadaşla görüştüm. Genel Başkan çıkmış kürsüye konuşmuş, hiç kimseye söz vermeden salondan ayrılmış.
MYK niye toplandı öyleyse? Madem konuşulup gidilecekti, zaten elde metin var, Ankara'ya zahmet edip gelmesinler, konuşma metni e-posta adreslerine yollansın!
Bu defa merkez yürütme ve merkez disiplin kurullarını, milletvekillerini Kızılcahamam'da topladılar. Hiçbir tartışma, hiçbir görüş alışverişi olmayacak. Çay-kahve içecekler, sonra dönüp gelecekler. Burada bu merkez disiplin kurulunun da toplanması dikkati çekiyor. İhraç mekanizması harekete mi geçirilmek isteniyor? Eğer öyleyse, bu hareket, kendi topuğuna sıkmayı geç kafaya sıkmadır. Artık partinin hayrını görün!
Prof. Dr. Mustafa Özdemir'in raporu bir ömrün içinden süzüp çıkıyor. Özetliyorum:
"İyi bir seçim analizi yapılmalıdır.
MHP lider kadrosunun koalisyon görüşmelerini iyi yönetememesi ve sadece 'çekirdek seçmen' görüşleri üzerinden keskin sınırlar çizildiğine inanılması başarısızlığın temel sebepleri arasındadır.
Oy kullandığım sandıkta 7 Haziran'da 30 oy alırken 1 Kasım'da bütün çabalarıma rağmen 11 oy alabildik. Oy vermeyen sempatizanların ortak görüşü 'Bu parti Bahçeli ve ekibi ile bir yere varamaz.' şeklindeydi.
Arkadaşlarımızın önemli bir kısmının eşleri ve kızları AKP'ye oy veriyor. CHP'ye verenler de var. MHP kadın politikalarını mutlaka değiştirmelidir.
MHP, bilimsel taktik ve strateji uygulamıyor: 7 Haziran seçimlerinden sonraki koalisyon görüşmelerinin sonucu elbette ki taa baştan belliydi. Bu sözde görüşmeleri 'Çekirdek MHP seçmeni' fikriyatı üzerinden değil de 'Sempatizan seçmen' fikriyatı üzerinden ve daha geniş muhafazakâr seçmen fikriyatı üzerinden yapmalıydı."
Prof. Dr. Mustafa Özdemir, Galip Erdem'in zamanında Yeni İstanbul gazetesinde bir yazısında geçen, çok önemli bir strateji olduğunu belirttiği şu görüşü aktarıyor:
"Benim bu köşede yazacaklarımın hepsi doğru olacaktır. Ancak size bütün doğruları yazabileceğimi söyleyemem…" (Devam edeceğiz.)