MHP'de milliyetçilik dibe vurdu
MHP Aday çıkarmadı salon alkıştan yıkıldı.Yakın dönemin siyasi tarihe damgasını vuracak en çarpıcı haber bu. Yeniçağ dün manşetten verdi. Bir siyasi parti genel başkanı taraftarlarına diyor ki: "31 Mart seçimlerinden alınacak sonuçlar için elimizi taşın altına koyacağız. Buradan açıkça ilan ediyorum. MHP İstanbul'un yanı sıra Ankara ve İzmir'den aday göstermeyecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adayları kim olursa olsun desteğimiz tam olacaktır."
Salon yıkılıyor.
Alkış üstüne alkış…
Cümleye bakar mısınız? "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adayları kim olursa olsun desteğimiz tam olacaktır."
Adalet ve Kalkınma Partisi Milliyetçi Ülkücü mü ki koşulsuz destek veriyorsunuz? Değilse bu koşulsuz desteğin karşılığı nedir?
Üç büyükşehir belediyesi mi? Peki, bu üç belediyeyi alacaksınız da Milliyetçi hareket ve dava ne kazanmış olacak?
Andımızı geri mi getirecekler?
Türk adını dağa taşa mı yazacaklar?
Türkçe'nin koruyuculuğunu mu üstlenecekler?
Milliyetçi-Ülkücüleri bugünden sonra devlet kadrolarına mı alacaklar?
Hiç kale almadıkları Ege Adalarını mı kendilerine milli dava edinecekler?
Sen adamlara ülkeyi, rejimi ve geleceği bahşediyor ve garantiliyorsun, Cumhur ittifakıyla sürekli arkasında duruyorsun, onlar sana sadece ve sadece üç ilin belediyesini yönetmeyi vadediyor..
Bu mudur Türklüğün büyük menfaati?
Affedersiniz böyle bir anlayış asla kabul edilemez. Böyle bir anlayış ve kabullenme; iddiasızlık ve çaresizlik, Milliyetçi hareketin iflası anlamına gelir. Maalesef öyle olmuştur. Türk Milliyetçiliği, AKP karısında çaresiz kılınmış, aza rıza gösterecek hale düşürülmüş, ülkenin tamamına yönelik iddialarını yok sayacak hale getirilmiş, iktidara bağımlı olmaya mahkûm edilmiştir.
İçinde bulunduğumuz durum tam olarak budur.
Hâlbuki avantajlı olması gereken Türk Milliyetçiliğidir. Çünkü Türkiye'yi kuran ideolojidir...
Ülkenin varlık sebebidir.
Köküdür.
Temelidir.
Temelleri temsil eden bir düşünce hareketi, alternatif üretme peşinde dolanan AKP'ye teslim olmuş, salon alkıştan yıkılıyor..
"Üç büyük ilde Yokuz" diyor.
Buna alkışlarla onay veriyor.
"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adayları kim olursa olsun desteğimiz tam olacaktır" diyor, salondakiler kendinden geçiyor.
İnsanın ister istemez sorası geliyor: Kürtçü birini aday gösterirse de sözünüz söz mü?
İşte asıl şimdi Türk Milliyetçiliği bu siyasal elitler sayesinde dibe vurmuştur. Milliyetçileri, onları kötü yöneten siyasal elitlerin elinden kurtaramazsak, ülkenin geleceği, merkez sigorta ve trafo sistemi elimine edilmiş olacaktır.
Milletin en önemli direnç kaynağı, içinde bulunduğumuz süreçte etkisizleştirilmiştir. Çünkü koca kalabalıkları, tek kişi iradesiyle bloke ediyor. Bu tek kişinin egemen iradesi, partiye bağlı herkesin iradesi haline dönüşüyor ve tek bir adamın, buyurgan, sert, bir o kadar da tartışılmaz iradesi çoğunluğun iradesinin üstüne çıkıyor. Böylece ülkücü topluluğun kendi iradesi baskılanarak yerine otoriter kişinin iradesi siyasette egemen oluyor.
Bereket alternatifsiz değiliz.
Sadece Bahçeli yönetimine kalsaydık, milliyetçilik bütün iddialarıyla anahtar teslimi, AKP'nin boyunduruğu altında kalacak ve oradan gelen talimatları koşulsuz kabullenecekti.
Ülkücü irade kendini sorgulamazsa, birileri onları sürü yerine koymağa devam eder. Birileri, "yokuz" dediğinde nişe yokuz diye sorgulayacağı yerde alkıştan deliye döner.