MHP’de kengeş?
Yusuf Halaçoğlu’nun CHP için “din” konusunda yaptığı açıklama olacak şey değil. Sanırım Yusuf Bey, MHP’nin bir yetkilisi olarak, partisinin, TBMM başkanlık seçiminde herkesi hayrete düşüren kararını savunacak kelimeler bulmakta zorlanınca “din”e sarıldı. “Siz Baykal’ı seçtiniz, bir muhalif adı altında. AKP’nin tabiriyle ’dinsiz bir partinin inançsız bir partinin adamını seçtiniz’diye bize yükleneceklerdi.” dedi.
Bu sözün altında yatanlar başka aslında... CHP ve din meselesinin Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan beri seyri üzerinde durmak gerekir.
Yeni CHP, benzemezlerin partisi oldu. CHP içinde 60 “Ali’siz’Alevî” milletvekilinden bahsediliyor. Sol yumruklarını kaldırıp yemin edenlerin CHP’nin temel fikriyatıyla ne derece bağdaştığını sorgulamak gerekir. Yusuf Bey bunları bilerek de konuşsa, âyet-i kerîme açık: “... lekum dinukum ve liye dîn!” ( “Sizin dininiz size benim dinim bana!”) (Kâfirûn, 109/6).
Şu da var: Oy verilecek isim Deniz Baykal... İslâmî hususlarda hassasiyeti bilinen bir politikacı.
Bir tarihte Yusuf Bey’le Buhara’daydık... “Babama sözüm var... Nakşibendî Hazretlerinin kabrinde dua okumadan gitmeyeceğim.” demiş, birlikte bir taksiye atlamış ve Buhara yakınındaki Naşibendîlerin pîri Bahaeddin Nakşibendî’nin kabrini ziyaret etmiştik.
İnsanın ağzından bazen kastetmediği sözler çıkabiliyor. Asıl, şunu sormak gerekir: Dahli olmadığı bir konuda insanların savunmaya geç(iril)mesi reva mıdır?
Partililer, “Tek kişi”nin kararını parti disiplini adına savunurlarken zorlanmaları tabiîdir.
Tarihçi Yusuf Halaçoğlu’nun adının geçtiği bir yerde “kengeş”ten bahsetmek bana düşmez ama yine okuyucularımız için hatırlatayım: Türklerde istişare esastır.
Devlet Bahçeli, “Kimin neye, nasıl inandığını tayin makamı kimseye düşmeyecektir. Kasten çarpıtılan cümleleri fitne santrali gibi kullanmak da şirretliktir. / Herkes ağzından çıkan sözlerin nereye gideceğini iyi ölçmeli, iyi tartmalıdır. Söze hâkim olunmazsa tutsak düşülmesi mukadderdir.” diyerek Yusuf Bey’i mi düzeltmek istedi? Maksadı muhtemelen CHP-din bağlantısı üzerinden yapılacak yorumların önüne geçmek.
Devlet Bey’in elinden bu sıra Kutadgu Bilig düşmüyor. İyi de ediyor.
Üstteki cümleden bağımsız söylüyorum: Devleti yönetmeye talip olanlar Kutadgu Bilig okursa, “Nerede yanlış yaptık?” deme olgunluğuna erişirler.
Devlet Bey, “Bu akşam da Yusuf Has Hacib’in şu düşündürücü ve ibretlik sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum” dedikten sonra o sözleri aktarıyor: “Eğer ki iki dünya diler isen, ilacı iyiliktir, yapar isen. Eğer iyilik bulmak diler ise özün, yürü iyilik yap, bırak gerisini sözün. / Aklın güzelliği dil ile, dilin güzelliği söz ile; kişinin güzelliği yüz ile, yüzün güzelliği göz ile olur.”
Ben de Kutadgu Bilig’den “akıl”ı temsil eden Odgurmış’un, Hakan Kün-Toğdı’ya söylediği şu sözleri nakledeceğim: “Sen bu halkın yükünü yüklenmiş bulunuyorsun; uyanık ol, gafil bakınma. Düşünerek hareket et”.
“Ve fevka külli zî ilmi alîmun” (“Ve her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.” (Yusuf, 12/76).