“MHP ne yapmalıdır?”, deyip ardından icbâr edici cümleler kurmayı sevmem. Akıl verir durumda olmak hoş değildir.
Açıkçası, seçimlerde nasıl bir yol takip edeceğini bilmiyorum; bileni de bilmiyorum. MHP’den, biri milletvekili, biri değil; iki üst seviyede yönetici arkadaşla bir aradaydım. “Nasıl bir çalışma yürütülecek?” diye sordum. Bir parti yöneticisinin ismini vererek: “K. Bey çalışmaları yürütüyor. Seçim stratejisi açıklanacak.” dediler.
Milliyetçi Hareket olmazsa “Türkiye”nin olamayacağını 12 Eylül öncesinden tecrübe ettik.
AKP, kendisini iki noktaya kilitledi: Cemaat ve PKK. birincisini toprağa gömmek, ikincisini ihyâ etmek için ne imkânı varsa kullanıyor. Yok etmek de, ihyâ etmek de son derece tehlikeli... Birincisinde; şahsî hesabını devletin hesabı hâline getiriyor, ikincisinde; PKK’yı ihyâ ile ülkeyi hızla ayrışmaya götürüyor.
“Serok Ahmet”i, kusura bakmasın, hiç kaale almıyorum. AKP deyince ilk akla gelen Saray’daki zattır.
Saraylı’nın varlığı bu seçime bağlı. Daha önce yazdığım, birçok kişinin işaret ettiği gibi, bu seçim onun hayat memat seçimi... 400 milletvekilinden, anayasayı değiştirmekten, başkanlık sisteminden bahsedip duruyor. 12 Haziran 2011’de şartlar son derece müsaitken, 367 milletvekilini bulamayanın (327 milletvekili çıkardı.), şimdi 400 milletvekilinden bahsetmesi aslında gülünecek durum değil; ürkülecek bir durumdur.
Görünen o ki PKK’nın Meclis’teki uzantısı, seçime parti olarak girecek. Bunun manası, AKP’nin önünü açmaktır. HDP/PKK’ya kimse şans vermiyorken, parti olarak seçime girmek de neyin nesi?!
İddia edildiği gibi, İmralı AKP’yle anlaşmış mıdır? Saray’dakinin memleket umurunda değil; kendi derdinde... İktidarda kalma mecburiyeti var. Hile yapacaklarını da dikkate almalıyız.
MHP’nin ataletini ne kadar tenkit edersek edelim, “Hepimiz MHP’liyiz.” demekten başka bir çıkar yolumuz var mı? Tarihe not düşmek için MHP’ye dair ortaya koymak istediğim çalışmayı bile, epey materyal topladığım hâlde, geriye bıraktım.
Klasik söz ama, ülke için birlik zamanı. Yönetime çok kızgın olanlar var. Hangisini dinleseniz haklısınız, dersiniz. Kenara çekilin; kazanan kim olacak? Belli: AKP-PKK/HDP Kanka A.Ş.!
MHP’nin iki üst düzey yöneticisini dinlediğimde, ağızlarından bal damlıyordu. Anketlere takılmışlar. Şu anda %20’nin üzerine bile çıkıyorlar. Hele SONAR’ın başındaki tecrübeli kamuoyu araştırıcısı Hakan Bayrakçı’nın: “MHP, bu seçimde %18’in altında oy alsın, işimi bırakırım.” demesi, MHP yönetimine güven veriyor. H. Bayrakçı’nın sözü önemli ama o söyledi diye yatılmaz herhâlde! H. Bayrakçı’nın bir zamanlar MHP’den aday oluğunu da unutmayalım. Kan çekmiş böyle konuşmuş da olabilir.
En kötü ihtimalleri düşünerek, en yüksek yere göz dikmek gerekir.
Hemen her gün bir anket açıklanacak. AKP’nin, anketlerle milleti nasıl kandırdığını hepimiz biliyoruz. Burada hangi şirketin ne kadar para aldığını söyleyeyim mi? AKP’li birinin açıkladığı anketi hiçbir surette dikkate almayın.
Umutsuzluğa kapılmak yenilgiyi kabul etmektir.
“Meraklanmayın, Türkiye; Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğacaktır.”
(D. Bahçeli)
Biz de bundan eminiz ama millet gayret
bekliyor.
