MHP Milliyetçiliği temsil ediyor mu?
Türk milliyetçiliğinin başkalarının çıkarlarına hizmet etmeyeceğine inanıyorum: Öyle ise tezkereye de Suriye politikalarına da karşıyım. Bu kadar kesin söylüyorum çünkü
Bir kaç gerekçem daha var. Kendi kendime soruyorum: Ülkem, halkım, milletim ve devletim kısacası milli çıkarlarım açısından bu savaşta ne kazancımız var?
Hiç!.
Peki, kârım yoksa millet bir şey kazanamayacaksa, ülkem boşu boşuna bu işe kalkışacaksa, böyle bir olayın içinde ben neden olmalıyım?
Buyurun söyleyin; neden olmalıyım?
Mevcut hükümet Amerikalıları çok seviyor, “Büyük Orta Doğu’yu kuracaklar, bizimkiler de onun eşbaşkanı” diye mi?
Haydin bir de şöyle düşünelim. Madem hiçbir milli kazanç elde etmeyeceğiz; peki, eşbaşkanlığın politikalarını desteklemediğimde ülkem, milletim ve devletim adına zararım ne olur?
Öyle ise Esad’ın iktidarından ve uygulama biçiminden bana ne? Ben Türkiye olarak uluslararası zorba devletlerin rejim düzelticisi olarak görevli bir ülke miyim? Zorba yönetimlerin denetimine ben mi bakıyorum. BM, diğer devletler dururken tek başıma benim komşu ülkenin yönetimini sorgulamam, sorguladıktan sonra onun içişlerini karıştırmam, hangi milli çıkara hizmet edecek?
Milli çıkarı bırakalım, hangi dini çıkara/ahlaka hizmet edecek?
Dine faydası yok, millete faydası yok, Türklüğü ihya etmiyorsa Türk devlet ve milletinin işine gelmeyen bir meselede niçin Suriye ile savaşayım? Kimin için? Ve ne adına?
Doğrusunu isterseniz önümüzde ABD ile girilen yol arkadaşlığının acı faturaları duruyor. Irak’a bakınız. Saddam varken bir tek Irak vardı. Şimdi iki Irak var. Biri kendine küçük bir devlet kuran Kürt bölgesel Irak’ı, öteki mezhep egemenliği peşinde olan merkezi Irak. ABD yanı başımızda bilerek, isteyerek bilinçli bir çaba ile Kürt devletçiği kurdu. Aynı Amerika, Çekiç Güç ile PKK’yı besleyip büyüttü. Türk askerinin başına çuval geçirdi. Uluslararası toplantılarda bölünmüş Türkiye haritaları dağıttı. Mısır’ı, Libya’yı karıştırdı ve şimdi de Suriye’yi bölmeye çalışıyor. Ve ben tüm bunlar yokmuş ve hiç zarar görmemiş bir devlet ve ülke gibi “Sen Esad rejiminden yana mısın” diye soran bir hükümete sahibim.
Bu ülkeyi yönetenler geriye dönüp bakmıyor mu?
Tezkereye oy veren MHP’li kardeşlerimiz, olup biteni algılamıyor mu?
Sorarım: ABD, bütün bu yaptıklarıyla hedefine doğru yürüyor. Peki, biz hangi milli davanın peşindeyiz ve neyin hedefine doğru yürüyoruz?
Tam tersine ABD sürekli kazanıyor; o kazandıkça da biz batıyoruz. A-ha Libya. Alacaklarınız bekliyor. İş potansiyelimiz durmuş, ticari düzenin düzelmesini beklemekteyiz.
Suriye ile sınır kapılarını kapatalı aylar oldu. Eski ticari gelirler sıfırlandı. Amerika’nın gelirleri de sıfırlandı mı? Peki, AB’nin? Ya durumdan en karlı çıkacağı bilinen İsrail’in?
Hayır. Bizde zam üstüne zam, onlarda lay-lay lom havası. TIR’lar gidip gelemiyor. Ticaret işlemiyor. Dengeler bozulmuş.
İstersen bir de Irak’a bakalım.
Irak petrollerine Amerika kondu. “Stratejik ortağım buyur, azıcık sen de faydalan” diyor mu? Demiyor. Demediği gibi bir de Irak’taki tüm milli kırmızı çizgilerimizi yok etti. Suriye’de de olacağı bu. Üstelik ortaya çıkacak Kürt bölgesel yönetimleri ile toprak bütünlüğümüz tehlikeye girecek. Öyle ise MHP neden bunu görmezden geliyor? Neden milliyetçi bir tavır yerine eşbaşkana yardım tavrı sergiliyor?
Türk Milliyetçiliğinin varlık sebebi ülkenin, halkın ve milletin biricikliği üzerine titizlenmektir. Bir annenin çocuğuna titizlenmesi gibi bizim de yüreğimizi hoplatan şey vatanımızın, milletimizin, devletimizin başına gelebilecek felaketlerdir.
Kimse kusura bakmasın; MHP’nin bu yönetimi Milliyetçi ideolojiyi temsil etmiyor.